Ömür Çelikdönmez
Küba’nın devrimci liderlerinden Ernesto Che Guevara astım hastasıdır. Bolivya’da savaşırken yaptığı tercih efsane ismin kişiliğini gösterir. Masanın üzerinde astım ilacı ve mermi kutusu vardır. Ernesto Che Guevara, astım ilacını değil mermi kutusunu yanına almayı yeğler. Bu tercihinden hareket edenler, onun bu tavrını Fidel Kastro ile kıyaslar ve aynı durumda olsaydı Fidel’in astım kutusunu alacağı varsayımında bulunurlar. Bizde de benzer karşılaştırma Enver Paşa ile Mustafa Kemal arasında yapılır. Enver tıpkı Che gibi iedalist, Musfata Kemal ise Fidel gibi realisttir. Hamas’ın fırlattığı füzeler de Che’nin mermi kutusu gibi. Kim tercih ediyorsa vebali onun.
Cuma namazını Ankara’da Hacı Bayram Camiinde kıldım. Namaz çıkışı 100 kişilik, Anadolu Gençlik Derneği ve Özgürder mensubu bir grup, basın açıklaması yaptı, İsrail’in hava saldırılarında ölenleri rahmetle andı, İsrail’in bombardımanları durdurmasını ve İslam ülkelerinin müdahil olmasını istedi. Hazırlıklı gelmişlerdi, birkaç televizyon kanalının çekim yapması için gerekli görsel malzemeyi vermeyi unutmadılar. Ortalama vatandaşlardan merak saikiyle uzaktan da olsa seyredenleri gördüm. Hacı Bayram Camiine Cuma Namazı kılmaya gelen binlerce kişiden birkaç yüz kişinin Filistin davasına sahiplenme girişimi, böylelikle sona erdi.
Filistin-İsrail savaşının bilançosuna bakıldığında can kaybı Müslümanlardan had safhada. İnsanın mübarek ramazan ayında canı yanıyor. Yıldız Tilbe’nin tweetleri dahi acımızı dindirmekten çok uzak. Düşünsenize İbrahim Tatlıses dahi İsrail’de kendisini sevenlerin çok olduğunu, ancak mazlum insanların ölümlerine yol açan saldıranların sona ermesini istemek zorunda kaldı. Türkiye Yahudileri de zor durumda. Bir tarafta kendi ırklarından olan İsrail devletinin savaş makinesinin yol açtığı ölümler var, diğer taraftan, bir İslam ülkesi Türkiye’nin vatandaşı olarak dengeleri gözetmek zorundalar. Her Yahudi’nin Siyonist olduğu da düşünülmemeli.
Birde İsrail’den Türkiye’deki basın yayın organlarını mail yağmuruna tutan ve tek taraflı yayınların önüne geçmek isteyen Türkiye’den İsrail’e göç etmiş Türk Yahudileri mevcut. Onların tezi, özellikle Hamas’ın, Filistin Devleti ile İsrail arasındaki anlaşmaya uyması, Gazze’den İsrail’e füzeler fırlatmaması. İsrail kamuoyu gibi düşünüyorlar, İsrail devletinin halkını koruma refleksi ile hareket ettiğini söylüyorlar. Ama özellikle Türkiye’yi çok sevdiklerini ibadetleri sırasında Türkiye’nin huzuru için dua ettiklerini belirtiyorlar. Gazze’deki Filistinli Arab’ın İsrail’e bakış açısı neyse, Kudüs’teki Türk Yahudilerinin Hamas’a bakış açısı maalesef aynı.
İran ve Suriye tandanslı internet sitelerine bakıyorum. Okuduğum haberlerden afalladığımı söylemek durumundayım. Haberlere bakıldığında tam dersi bir durum söz konusu sanki. Gazzeden kalkan savaş uçakları İsrail’deki hedefleri bombalamışta İsrail’de büyük can kayıpları yaşanmış gibi. Haberlerde, İslamî Direniş Hareketi (Hamas)’ın askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugaylarının işgal rejimindeki uluslararası Ben Gurion Havaalanı’na 4 adet M75 füzesi attığını duyuruyorlar.
Bir diğer haberde, Kassam Tugaylarının daha önce de Gazze’den 140 kilometre uzaklıkta bulunan Hayfa liman kentini, nükleer tesislerin bulunduğu Dimona şehrini, şehit Abdülaziz Er-Rantisi’nin ismini verdiği R160 füzeleriyle vurduğu, Kassam Tugaylarına bağlı komandoların da deniz yoluyla bir askeri üsse sızıp işgal askerleriyle çatıştıkları bildiriliyor. Bu tür haberler uzayıp gidiyor. Kafayı yemek işten değil. Yok, fırlatılan füzeler İsrail’i korkutmuşta, Filistinli savaşçılar uzun sürecek intikam eylemlerine hazırlanıyormuş ta, falanda filanda. El insaf.
Filistinlilerin yanı başındaki Ortadoğu’daki en büyük Arap devleti Mısır bile Gazze’ye lojistik yardım yapmaktan aciz. Türkiye ise bağırıp çağırmaktan da öte bir şey yapamıyor. Çünkü yardımların Mısır üzerinden gidecek olması, yardım girişimlerinin önünü tıkıyor. Türkiye ve Mısır arasındaki Mursi anlaşmazlığı ve Sisi’nin konumu Gazze’ye giden yolu tıkıyor. Türkiye telefon diplomasisinin ötesinde bir şey yapmaya kadir değil. Sadece Filistin devlet başkanı Abbas veya Halid Meşal’e para verebilir o kadar!
Aklıma gelmişken, Sisi cumhurbaşkanı seçildikten sonra, kraliyet uçağı ile Kahire’ye kadar gelip, Sisi’yi uçağa çağırarak alnından öpen ve eline bayram harçlığı sıkıştıran Suudi kralının sesi soluğu neden çıkmıyor? Filistinli gariban Müslümanlar, Vehhabi olmadıkları için mi muteber kabul edilmiyor? Yazıklar olsun demekten başka bir şey söylemeye dilim varmıyor.
Siyonizm kendi kurumsal varlığını korumak için Filistinli mazlumları öldürmeye devam edecek. İslam Alemi bölük pörçük. Ne İslam Konferansı Örgütü ne Arap Birliği Filistin’e sahip çıkabiliyor? İki ülke arasındaki barış sürecinin sabote edilmesiyle, bölgede daha çok kan akacak gibi. Ölümlerle (Şehitlerle) zafere yürüdüğüne inanan ve her Filistinlinin ölümüyle İsrail’e kinlenen Filistin var, Müslüman halklar var.
Katilin vicdanına sığınmak gibi olsa da, tüm bu olumsuzluklara rağmen İsrail yönetiminin aklıselim hareket edebilmesine olanak tanımak gerekir. Yok eğer yazdıklarımı Siyonist çetenin zulümlerini alkışlamak gibi anlaşılacaksa o halde ben de derim ki, Halep oradaysa arşın burada gidip sorunu çözün. Tuzu kuru cemaat, devlet, şirket, siyasi parti veya grupların Hamas’a gaz vermekten kaçınması, hem Ümmetin selameti hem de Filistin Müslümanların Siyonist İsrail’in savaş makinesine kurban edilmemesi için elzem.
Fars Haber Ajansı ve İran İslam Cumhuriyetin Sesi radyosunun internet sitelerinde yer alan “Gazze’yi bombalayan İsrail jetlerinin yakıtı Türkiye’den” başlıklı haberler, insanın kanını donduruyor. Bu kadar mı? Mısır’da Hamas, Müslüman Kardeşler’e yakınlığından dolayı “Bir numaralı devlet düşmanı” olarak görülüyor. Mısır hükümeti, Müslüman Kardeşlere karşı takındığı sert tavrı Hamas’a karşı da sergiliyor.
Sebebine gelince Mısır’ın, İsrail doğal gazına talip olduğu öğreniyorum. Eğer planlandığı gibi İsrail’le İngiltere arasında bir anlaşma imzalanırsa, enerji sıkıntısı çeken Mısır için bu durum bir avantaja dönüşebilecekmiş. Plan şu yani ne kadar para o kadar köfte, ne kadar Filistinli kanı o kadar Mısır’a doğalgaz. Herkesin bir hesabı var, velâkin bedenimizdeki her zerre kadar inanıyor ve iman ediyoruz ki, Allah’ın da bir hesabı var. Filistinli can derdinde bizim kasaplar mal derdinde. O halde Türkiyeli Müslümanlar gözlerini dört açmalı, emperyalistlerin, Siyonist çetelerin ve içimizde odaklanmış hainlerin, Filistin’e yönelik oyunlarını bozmalı.
Twitter:@oc320c39
Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...