İran Baş Savcısı Golam Hüseyin Muhseni Ejehei’nin 6 Mart Pazar 2016’da idam kararını duyurduğu Babek Murtaza Zencani, İran rejiminin bel kemiğini oluşturan Devrim Muhafızlarının, uluslar arası arenada karanlık işlerinde kullandıkları bir isim. Babek Zencani (Babek Murtaza Zanjani) 21 Mart 1974 doğumlu, aile kökleri İran’ın Zencan eyaletine uzanıyor. Ülkenin kuzeyinde yer alan eyalet nüfusunun çoğunluğu Azerilerden. Ünlü İslam filozofu, İşrakiyye ekolünden gelen ve Selahaddin Eyyübi tarafından öldürüldüğü söylenen bu nedenle maktul lakabıyla anılan Şahabeddin Sühreverdî Zencanlı’dır. Zencan, Babilik (Bahailik) inancının önemli merkezlerinden biri.
42 yaşındaki sıra dışı iş adamı Babek Zencani’nin efsanevi yaşam öyküsü var. Türkiye’de kriz yönetimi üzerine üniversite eğitim aldığı belirtilen Zencani’ye yakın çevresi “Kont” ve “Reis” lakaplarıyla hitap ediyor. Türkiye’de özellikle ‘Reis’ jargonu özellikle Ülkücü gençler arasında popüler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bazı yakın çalışma arkadaşlarının da ‘Reis’ diye hitap ettikleri biliniyor. İran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani’yle askerlik yaptığı birliği ziyareti sırasında tanışan Zencani, dönemin Merkez Bankası müdürü Mohsen Nourbakhsh’ın makam şoförü oldu. Yaptırımlar yüzünden İran Merkez Bankası’nın her gün piyasalara 17 milyon dolar pompaladığı dönemde, binde bir komisyonla günde 17 bin dolar kazanan Zencani, daha sonra Türkiye’ye koyun postu satmaya başladı. Ancak iflas edince tutuklanıp hapse atıldı. Daha sonra Türkiye’ye gelerek burada Kriz Yönetimi üzerine üniversite eğitimi alan Zencani, kozmetik işine girdi. Kont Kozmetik şirketini kurdu.
Zencani’yi dünya çapında milyarder yapan olay, 2010 yılında gerçekleşti. Devrim Muhafızları’nın uluslararası yaptırım yüzünden bir türlü dışarı çıkartamadığı 40 milyon doları bir kaç gün içinde yurt dışına gönderince devletin kapıları da kendisine ardına kadar açıldığında, Zencani yaşadıklarına inanamadı. İran derin devletinin talimatıyla, yurt dışına petrol satışını üstlendi. Aynı zamanda İran hükümetinden de milyarlarca dolarlık ihaleler almaya başladı. Zencani, İran Petrol Bakanlığı, Devrim Muhafızları ve Merkez Bankası’nın para kaynağı oldu. Haziran 2010’da Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde nükleer programı yüzünden İran’a bugüne kadarki en ağır yaptırımları öngören tasarıya Türkiye “ret” oyu verdi. Yeni yaptırımlar, aralarında bir de bankanın bulunduğu 40 şirket ve bir kişiye, mal varlıklarının dondurulması, seyahat yasağı gibi önlemler getiriyor ve bu 40 kurum arasında 15’i İran Devrim Muhafızlarına, üçü İran Deniz Hatlarına bağlı kuruluş bulunuyordu. Türkiye görünürde bu yasağa uydu ama Türk kamuoyunda Ebru Gündeş’in kocası olmasıyla tanınan, Türkiye’de faaliyet gösteren Royal Holding’in sahibi, Türkiye’de ikamet eden İran asıllı iş adamı Reza Zarrab (Rıza Sarraf) aracılığıyla bu ambargoyu deldi.
Rıza Sarraf’ın ortağı İranlı işadamı Babek Zencani’ydi. Türkiye ve İran arasındaki gizli ticari ilişkiler bu ikili üzerinden yürütüldü. Zencani Dubai merkezli, kozmetikten petrole oradan bankacılığa kadar farklı alanlarda faaliyet yürüten 60’dan fazla şirketin yer aldığı bir ağı kontrol ediyordu. 10 milyar doların üzerinde olduğu iddia edilen servetiyle Türkiye’den Malezya’ya, Dubai’den Tacikistan’a, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Çin’e farklı ülkelerde yatırımları bulunuyor. Zencani’nin eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’a yakın bir isim olduğu, servetini de Ahmedinejad döneminde yaptığını söyleniyor. Zencani’nin, İran’ın petrolünü, yaptırımları aşmak amacıyla kurulan şirketler üzerinden satarak büyük bir servet sahibi olduğu iddia ediliyor.
Ambargo altındaki İran’ın para trafiğini kontrol eden isim olan Zencani’nin Nisan 2013’te bu misyonu açığa çıkınca ABD tarafından yurtdışı hesaplarına tedbir konulmuştu. Son olarak adı Türkiye’de yürütülen 17 Aralık soruşturmasında Rıza Sarraf’ın patronu olarak geçmişti. Zencani, Sarraf aracılığıyla Gana’dan 1.5 ton altını hiçbir kayıt altına alınmadan Türkiye’ye sokmakla itham edilmişti. Sarraf’ın ‘Reisim’ dediği Babek, kendisi gibi Azeri Türkü’ydü ve İran, Türkiye ile ambargoyu delmeye yönelik ticari ilişkilerini bu iki Azeri Türkü üzerinden yürütmüştü. Başbakan Davutoğlu’nun İran ziyareti öncesinde, “Tahran ve Ankara arasındaki eski ve derin ilişkileri herkesin bildiğini” söylemesi oldukça anlamlı ve Zerrab ile Zencani ikilisinin yürüttüğü ambargoyu delme girişimlerine bir gönderme. Adeta ‘kör göze parmak’ kabilinden, ‘sana söylüyorum kızım sen işit gelinim’ atasözündeki bir mana içeriyor. Bkz Ömür Çelikdönmez/kafkassam.com/05 Mart 2016/Stratejik sabrın sonucu İran Türkiye’ye döndü!
İran derin devletinin kontrol ettiği İran ekonomisinin yüzde 80’i; ordu ve dini vakıfların elinde. Sepāh-e Pāsdārān-e Enghelāb-e Eslāmi adıyla anılan devrim muhafızlarına bazı ekonomik ayrıcalıklar tanımakla kalmamış, İran başkentindeki İmam Humeyni havalimanı tahsis edilmiş. Devrim muhafızları, uçaklardan tahsil edilen havalimanı vergisi üzerinden büyük gelir elde ediyor. İstihbarat raporlarına ve gazete haberlerine yansıyan malumatlara göre, İran’ın diğer hava alanlarıyla limanlarındaki dış sınırları da devrim muhafızları tarafından kontrol ediliyor. İran’a hangi malın sokulacağına onlar karar veriyor. Devrim muhafızları gümrük vergisi ödemedikleri gibi, karaborsada ne kadar mal sattıkları ve ne kazandıkları hakkında da kimseye hesap vermek zorunda değiller. Son yıllarda Devrim muhafızlarının, milyarlarca dolarlık iş imparatorluğuna dönüştüğü söyleniyor. Sepāh-e Pāsdārān-e Enghelāb-e Eslāmi; İran Milli Petrol Şirketi ve İmam Rıza Fonu’ndan sonra İran’ın üçüncü en zengin kurumu. İslam Devriminden sonra Şaha bağlılığı bilinen İran Ordusunun Devrim’e yönelik olası tehditlerinin engellenmesi ve dengelenmesi ayrıca İslam Devriminin yerleşmesine zorlayıcı güç olarak katkıda bulunması amacıyla bizzat İslam İnkılâbı lideri Ayetullah Humeyni’nin direktifleriyle, gönüllülük esasına dayanan yarı bir askeri yapıda kurulan İslam Devrimi Muhafızları Ordusu (Sipahi Pasdarani İnkılabı İslami), zamanla gelişerek büyük bir askeri kurum ve adeta kamu iktisadi teşekkülü haline geldi. Reformcuların gündeme getirdiği yolsuz ekonomik düzeninden aslan payıyla besleniyorlar. Muhafızların denetiminde bulunan sektör akıl alacak gibi değil. ‘İslam Devrimi muhafız ordusunun’ kara, deniz ve hava kuvvetlerinde 120 bin asker görev yapıyor. İran’ın stratejik silahlarını da kontrol eden devrim muhafızları muazzam bir holding çatısı altında göz klinikleri işletiyor, motorlu araç üretiyor, otoyollar, demiryolları ve metro istasyonları inşa ediyor. Aynı zamanda petrol ve doğalgaz şirketleriyle de bağlantıları var. Madencilikte ve barajlarda da devrim muhafızlarının sözü geçiyor. Bkz Ömür Çelikdönmez/kafkassam.com/ 02 Mart 2016 – İran derin devleti seçim sonuçlarından rahatsız!
Washington’daki düşünce kuruluşlarından Demokrasileri Koruma Vakfı (FDD) araştırmacısı Emanuele Ottolenghi, Zencani’nin eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’a yakın bir isim olduğunu, servetini de Ahmedinejad döneminde yaptığını, Zencani’nin, İran’ın petrolünü, yaptırımları aşmak amacıyla kurulan şirketler üzerinden satarak büyük bir servet sahibi olduğunu iddia etmişti. Zencani, ülkedeki siyasetçiler, güvenlik yetkilileri ve yargı mensuplarıyla yakın ilişki içindeydi. Ahmedinejad döneminde bazı bakanlar ve bürokratlar tarafından desteklendiği aşikâr. İran’da 12 milletvekili Aralık 2012’de dönemin Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Yargıtay Başkanı’na bir mektup yazarak Zencani hakkında harekete geçilmesini istemesinin ardından, Zencani kendisini “ekonomik Besic” olarak tanımlamıştı.
Besiç; Devrim Muhafızları’nın alt kolu ve gönüllü gençlerden oluşuyor. Hasan Ruhani’nin 2013 yılında Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından yolsuzluk çeteleri hakkında soruşturma başlatılmıştı. Zencani’ye İran içinden ilk suçlama, Hasan Ruhani’nin Haziran 2013’te Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra kabinesine aldığı İran Petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene’den gelmişti. İran Petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene, 10 Mayıs 2014’te ünlü milyarder Babek Zencani’nin bakanlığa olan borcuna karşılık taşınmaz mallarını istemediklerini belirtmişti.
İşte Babek Zencani’nin adına çalıştığı derin imparatorluğunun siyasi ve ekonomik gücünü siz hesap edin. Zencani’nin İran’ın ambargosunu delen adamı olduğunu yazan New York Times gazetesi, İranlı milyarderin bakanlar kurulu toplantısına bile katıldığını ve İran’ın petrol bakanı ile direkt görüşmeler yaptığını öne sürmüştü. Nisan 2013’te ABD ve AB’nin yaptırım listesine giren Zencani’nin yurt dışındaki hesapları dondurulunca İran’a döviz akışı da kesildi. Zencani İran hükümetine 2.8 milyar dolar borcunu ödeyemedi. Paranın bloke edildiğini öne sürdü. Bu tarihten sonra Türkiye’den İran’a altın ticareti başladı. Ayrıca uçaklara yüklü kaçak altınlar da Zencani’nin yaptırım listesine girmesinden sonra başladı. Devlete ait şirketlerden usulsüz hisse aldığı ortaya çıkan ve İran Meclisi’nde üç yolsuzluk soruşturmasında adı geçen Zencani İran Merkez Bankası’na 2.8 milyar dolar ödemede bulunduğu iddia edilmişti.
İran medyası önceki hükümetin 5 bakanı ve istihbarat kurumunun Zencani’nin arkasında durduğu bilgisini gündem taşıdı. Zencani’ye destek veren siyasi ve ekonomik gücün sayesinde petrol yolsuzluğu davasının düşürüldüğü, diğer davaların da üzerinin örtülmeye çalışıldığı belirtilmişti. Lakin evdeki pazarlık çarşıya uymadı. İran Yargı Erki Sözcüsü Hüccetül-İslam Gulamhüseyin Muhseni Ejei, Babek Zencani’nin idama çarptırıldığını açıkladı. Muhseni Ejei yaptığı açıklamada, yolsuzluk dosyasında ismi yer alan Babek Zencani ile iki sanık hakkında daha yeryüzünde fesat çıkarmak suçundan idam cezası verildiğini duyurdu. Muhsen-i Ejei, bu kişilerin idam kararının yanı sıra, davacı olan İran Petrol Firması’na mal iadesi, aklanan kara paranın dörtte biri miktarında para cezasına çaptırıldığını duyurdu..
İran Hükümetinin peşine düştüğü paraların bir kısmı Türkiye’de olabilir. Nitekim Babek Zencani; Türkiye’deki ortaklarındanTürk vatandaşı Kudret Tuncel’in kendisini 550 milyon dolar dolandırdığını öne sürerek Tuncel hakkında İnterpol aracılığıyla tutuklama celbinin çıkarılması gerektiğini iddia etmişti. Kozmetik sanayii sektöründe aerosol, parfüm dolum ve kapatma makinaları üretimine 1985 yılında başlayan Kudret Tuncel’in diğer ortağı Dubai asıllı İngiliz işadamı Mehdi Shams de, ABD, İngiltere, Almanya, Dubai, Çin ve İran’da ofisi bulunan Home Persian şirketinin sahibi. Bu ikili aynı zamanda Onur Air’in ortakları. Ancak İran Petrol Bakanlığı, ‘Onur Air’in tamamının İran’da idam cezasıyla yargılanan işadamı Babek Zencani’nin yediemini Mehdi Şems’e, dolayısıyla İran devletine ait olduğu iddiasıyla ilk kez Türkiye’de özel bir şirkete karşı dava açmıştı. Rıza Sarraf’ın ticari ilişkisi olmadığını savunduğu Babek Zencani’nin, İran’dan dolandırdığı belirtilen paraların büyük bölümünün Türkiye’de olduğu ve Sarraf tarafından kontrol edildiği iddialar arasında.
İranlı iş adamı Babek Zencani, yıllarca İran’a uygulanan BM ambargosunu deldiğini itiraf etmişti. Zencani, tutuklanmadan iki gün önce yazdığı ‘Gerçek nedir’ başlıklı yazısında; ” İran Merkez Bankası’na ve İran Ulusal Petrol Şirketi’ne uygulanan ambargoya rağmen buralara yıllarca para aktardım. Ambargoyu delerek kendi şirketlerimin ve yurtdışında ortaklığım bulunan şirketlerin kara listeye alınmasını göze aldım. Eğer Amerikalıların eline düşseydim kendimi Guantanamo’da bulurdum” demişti. Babek Zencani’nin faaliyetlerini devlet bilgisi dâhilinde gerçekleştirdiği gün gibi ortada. Babek Zencani’nin devlet içinde var olan bir siyasi güç tarafından korunduğu da bir gerçek.
Bu güc Devrim Muhafızları. Zencani davasının seyri ve verilen karar, Muhafazakârlar ve Reformistler arasındaki büyük rekabetin bir yansıması. Eğer mahkemenin verdiği karar uygulanırsa İran Dini Lideri Hamaney’in Devrim Muhafızları ile arasının açılması söz konusu. Ancak Şia’daki hattı imama bağlılık Devrim Muhafızlarının Hamaney haricinde sorumlu arayışına girecekleri ve hiç şüphesiz ki ilk akla gelen ismin Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani olacağı söylenebilir. Faili meçhul cinayetler, siyasi suikastlar gerçekleşirse hiç şaşırmayın. Şimdi neden İran derin devletinin seçim sonuçlarından rahatsız olduğunu anladınız mı? Bkz Ömür Çelikdönmez/kafkassam.com/ 02 Mart 2016 – İran derin devleti seçim sonuçlarından rahatsız!
Anlaşılan ABD ile İran yönetimi arasındaki gizli anlaşma maddelerinden birisi de Babek Zencani’nin cezalandırılması. Ankara kulislerinde, birkaç gün önce Tahran sokaklarını turlayan Türk heyetinden, Babek Zencani’nin, Türkiye’de olduğu iddia edilen kayıp milyon dolarlarının istenildiği söyleniyor. Yine Ankara kulislerine düşen bir başka haber, Zaman gazetesine kayyum atanmasına ilişkin. ABD Büyükelçisinin gösterdiği tepkiye bakılarak, kayyum kararının Zencani davasıyla bağlantılı olduğu söyleniyor. Zencani kararıyla ABD İran’dan Türkiye’ye vurdu, Zaman’a kayyum atanmasıyla Türkiye’de, ABD’ye vurdu deniliyor. Ne alâka? Sizce?
Twitter:@oc32oc39
[email protected]
Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...