PKK’nın Ezidi (Yezidi) aşkı başına bela olacak gözüküyor. IŞİD güçleri Ezidilerin çoğunlukta olduğu Şengal’e saldırdığında bölgeyi korumakla görevli Peşmergeler arkalarına bakmadan tabanlarını yağlamış yani mevzilerini terk etmişti. PKK ve PYD önderliği jet kararla Şengaldeki Ezidileri IŞİD’e karşı savunmak için harekâta geçmiş, IŞİD ilerlemesini durdurmuş, binlerce Ezidiyi ölümden kurtarmıştı. Şengal savunması ve Kobani direnişi Avrupa Ülkeleri ve ABD’nin PKK’ya bakışını değiştiren dönüm noktası olmuştu.
PKK’nın Şengal savunmasından haftalar sonra Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, Peşmergenin aşağılanan onurunu ve sözde bölgeyi IŞİD işgalinden kurtarmak için operasyon başlatmıştı. Bu askeri harekât PKKve YPG güçlerinin desteğiyle birlikte yürütülmüştü. Şengal bölgesinin IŞİD güçlerinden arındırılması sonrasında, KDP ile PKK liderleri arasında üstü örtülü Şengal krizi yaşanmıştı. Türkiye basınında ilk kez bendeniz konuyu gündeme taşımış, her iki gücün birbirlerine karşı savaşabileceklerinden söz etmiştim. 23 Aralık 2014’te “Peşmerge’nin Şengal zaferini nasıl okumalı?”, başlıklı yazımda “ Irak Hizbullahına bağlı gönüllülerin Şengal operasyonunda katkılarının olduğunun İran ve merkezi Irak Hükümeti kaynaklarınca belirtildiğini, yani ortada paylaşılmayan bir zaferin var bulunduğunu “ yazmıştım.
Ardından 24 Aralık 2014’te; “PKK her an BARZANİ güçlerine saldırabilir!” başlığı ile konuya devam etmiş ve “…Derin PKK, Kasım Süleymani’nin planladığı operasyonda kullanılmasına karşı çıkıyor ve Barzani’nin sünnet çocuğu gibi kameraların önüne geçip, IŞİD’in yenilgisini Peşmergeye fatura etmesine bozuluyor…Peşmerge’nin Şengal’e postu sermeye çalışması PKK’yı rahatsız ediyor. Çünkü Şengal’de Ezidileri IŞİD katliamından kurtaran PKK/PYD yapılanması olmasına rağmen, Barzani’nin olaya sahiplenmesi ve PKK’yı dışlaması, PKK’nın dikkatinden kaçmıyor.
Nitekim Murat Karayılan Peşmerge’nin Şengali KDP üssüne dönüştürmesine karşı olduğunu şu sözlerle açıklıyor; “Şengalliler Şengal’i Êzdîxan’a dönüştürmeli” Şengal zaferinin sadece Peşmergeye mâl edilmesi, Şengal’in KDP denetiminde Peşmerge güçlerinin askeri üssüne dönüştürülmesi ve PKK’nın bölgeden çıkarılması, önümüzdeki günlerde KDP ile PKK arasında her an yeni bir çatışma konusu olabilir. PKK güçleri her an KDP kurumlarına ve emniyet birimlerine saldırabilir. Bu bir temenni değil geleceğe dönük fütüroloji değerlendirmedir. Böyle anlaşılması gerekir, başka türlü anlamlar yüklenilmesi haddi aşmak olur.” Yorumunda bulunmuştum.
Gelişmelere bakıldığında değerlendirmelerimin isabetsiz olduğu söylenemez. Nasıl söylensin ki? 23.12.2014 tarihli haberlere baktığınızda PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan’ın, “Artık bir Şengal Kantonu oluşmalı, onun önü açılmıştır” beyanı ile KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu’nun da, Şengal ve Kerkük için “özerklik” önerdiğini görebilirsiniz. Nitekim bu öneriler havada kalmadı, geçtiğimiz Çarşamba günü Şengal Dağı’nda PKK’li bazı yetkililerin de katılımıyla yapılan toplantıda, “Ezidiler’in öz örgütlenmesi ve yönetimi” için 6 komite ve yürütme kurulu oluşturuldu.
Kuzey Kürdistan’da yaşayan Ezîdîler, DTK bünyesinde Kuzey Kürdistan Ezîdî Meclisi’ni kurdu. Kuzey Kürdistan’da yaşayan Ezîdîler, kendi meclislerini oluşturmak amacıyla Demokratik Toplum Kongresi (DTK) binasında düzenledikleri toplantı ardından, sonuç bildirgesini kamuoyu ile paylaştı. Avrupa Ezîdî Federasyonu Eş Başkanı Dr. Leyla Ferman tarafından açıklanan sonuç bildirgesinde, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) bünyesinde kurulan Ezîdî Meclisi bünyesinde Viranşehir, Batman, Amed ve Mardin’de komisyonları kurulduğunu kaydedildi.
Ancak Ezidilerin tek başına bu kararı alamayacaklarını düşünen Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi oldukça sert tepki vererek, PKK’yı hedef alan açıklamalardan kaçınmadı. Şengal Peşmerge Güçleri Komutanı Kasım Şeşo; PKK’nın Şengal’de “misafir” olduğunu belirtmek ihtiyacı hissetti. Şengalde misafir Kürtlerin yani PKK ve YPG birliklerinin, ev sahibine veda edip ayrılıp ayrılmayacakları veya “-hadi oradan armut piş ağzıma düş yok” deyip demeyecekleri, önümüzdeki günlerde belli olacak.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani‘nin başkanı olduğu KDP, PKK’nın, Musul’un Şengal ilçesinde toplantı yaparak Yezidilerin yaşadıkları bölgelerde “kanton” ilan ettiğini duyurmasına tepki göstererek örgütü kınadı. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) hükümeti de, PKK’nın, Musul’un Şengal (Sincar) ilçesinde toplantı yaparak Yezidilerin yaşadıkları bölgelerde kanton ilan etme girişimini ayıpladı. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), “kanton” sisteminin “Kürt düşmanlarının planlarına hizmet ettiğini” ve buna ihtiyaç olmadığını duyurdu. Kürt siyasetçi Mehmet Emin Pencewini, PKK’nin Ezidi halkının Kürdistan Bölgesi’ne bağlı “bağımsız bir idareye” sahip olmasını istediğini söyleyerek, PKK’nın niyetini deşifre etti.
KDP ve KIBKY kendi açısından Şengal Kantonu tartışmasına son noktayı koydu. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanlığından yapılan açıklamada, PKK’nın, Musul’a bağlı Şengal ilçesini kanton ilan etme girişimine ilişkin, “Şengal’in resmi şekilde Kürdistan bölgesine bağlanacağını bölge halkına bildiriyoruz” ifadesi kullanıldı. Daha Türkçesi, PKK’nın Sincar’da kendisine bağlı bazı Ezidi silahlı gruplarla beraber Suriye’dekilere benzer bir ‘kanton’ ilan etmesi, Kürt Yönetimi tarafından reddedildi. Kürt Yönetimi PKK’ya “İçişlerimize müdahale kabul edilemez” dedi.
Kürtlerin en organizeli politik örgütlenmesi olan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Şengal’in özgürleştirilmesini kutlayarak, “Bu büyük başarı kalıcı hale getirmek lazım. Siyasi kalıcı zaferle sonuçlandırılırsa Şengal’in geleceği açısından önemli noktaya gelinir. Kendi özsavunma gücünün oluşması lazım. Êzîdî halkının kendi örgütlenmesini, kurabileceği yönetimi desteklemek lazım. Herkes Şengal halkına siyasi, askeri destek sunmalı.” Sözleriyle Kuzey Irak Bölgesek Kürt Yönetimi gibi değil PKK/KCK gibi düşündüğünü belirtmişti.
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin tepkileri üzerine PKK/KCK “Şengal Kantonu” iddiaları üzerine yeni bir açıklama yapmak zorunda kaldı. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, PKK’nin Şengal’de “kanton” kurduğu yönündeki bilgilerin “asılsız” olduğunu açıkladı. Bununla birlikte bir süredir Güney Kürdistan’daki bazı basın-yayın organlarında KCK’nin Şengal politikası aleyhine yayınların arttığını belirterek, Şengal’in Kürdistan’dan koparılmak istendiğine dair gerçeğe uymayan açıklamaların yapıldığını kaydetti. Muhtemelen bu savaşta PKK/KCK ilk saldıran taraf olmak istemiyor. Ayrıca Suriye rejim güçlerinin Heseke kentinde YPG birliklerine saldırması, PKK’ya geri adım attırdı. Anlaşılan PKK; Heseke’de Suriye ordusuna, Kobani’de IŞİD’e, Şengal ve Sincar’da da Peşmerge’ye karşı üç ayrı cephede savaşıyor konumuna düşmek istemedi.
Peşmerge’nin Sincar operasyonu ile Suriye Heseke’de Esed güçlerinin eş zamanlı çıkışları veya saldırıları, İranlı Kudüs Orduları komutanı Kasım Süleymani tarafından planlanıyor. Heseke saldırıları, Suriye hükümetine bağlı askerler ile “Muqenne” olarak adlandırılan Ulusal Savunma Güçleri’ (NDF) tarafından gerçekleştiriliyor. NDF’ler, yerel halktan oluşturulan milis gücü. Hizbullah ve İran Devrim Muhafızları’ndan askeri komutanların, Hesekê ve Qamışlo’da olduğu ve özel bir komando birliğini eğittiği Arap basınında yazıldı. Haberlere göre, sözü edilen komando birliği, Arap aşiret bireylerinden oluşacak. Suriye rejimi, Arap aşiretlerini silahlandırıyor. Hasekê aşiretlerinin PYD karşısında rekabet etmesi planlanmakta. Arap aşiretlerinin dahil olacağı Arap-Kürt çatışması anlamına da gelebilecek yeni bir savaşı şimdi İran ve Hizbullah deniyor.
Sorulması gereken soru şu; İran ve Hizbullah neden böyle bir şey peşinde? AB ve ABD’nin Suriye’deki savaşa yaklaşımındaki yeni bakış açısı ve Esad rejimine yönelik, düne göre daha ılımlı yaklaşımları, İran ve Hizbullah’ı böyle bir sürece sürüklemiş gözüküyor. AB ve ABD’nin Esed yönetimine karşı bu ılımlı yakınlaşmasının İran’ı rahatsız ettiğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Unutmayalım; Suriye’nin İran dışındaki diğer devletlerle yakınlaşması demek, İran’ın etki alanının daralması demek. Altını çizerek belirtmekte fayda var.
Suriye savaşı aynı zamanda bir İran savaşı, İran’ın savaşı. İran açısından bakıldığında Suriye’nin batıya yaklaşımını engellemek için, Esad rejiminin yalnızlaştırılması şart. Bunun yollarından biri de Suriye’nin IŞİD güçleriyle savaşı nedeniyle, gittikçe uluslararası alanda güç kazanan YPG/YPJ ile savaştırılması. YPG/YPJ ile savaşan Suriye AB ve ABD ile savaşmış olacak sonuçta AB ve ABD ile arası açılan Suriye’nin tek gerçek dostu İran olacak. Yani Şengal’de Peşmergeyi PKK’ya karşı kışkırtan ve Heseke’de Suriye ordusunu YPG/YPJ ile savaştıran derin akıl, Kudüs orduları komutanı Süleyman Kasımi ve İran! Sahi Cizre’de neler oluyor? Şimdi daha iyi anladınız mı?
Twitter:@oc32oc39
[email protected]
Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...