Ömür Çelikdönmez Geçtiğimiz 10 Eylül Cumartesi, Şükrü Küçüköner, Kadir Baykal’la birlikte gelenekselleştirdiğimiz üzere, önce Ankara Gaziosmanpaşa semtinde bulunan “Papazın Bağı”nda semaver de çay faslını icra ettik. Sonraki durağımız Rabat Sokakta bulunan Medeniyet ve Kültür Araştırmaları Merkezi’ydi. İlk tanışmanın coşkusuyla sohbet biraz uzun sürdü. Asıl randevumuza intikal ettiğimizde güler yüzü ve gönülden samimiyetiyle bizi kapıda karşılayan ulu çınar Demir Tolunoğlu ağabey, yorgunluğumuzu unutturdu. Aile kökleri Mısır’da ilk bağımsız Müslüman Türk devletinin kurucusu Tolunoğlu’na dayanan Demir ağabey Malatyalı. Malatya lisesinden mezun. Bayrak şairi Arif Nihat Asya edebiyat derslerinin öğretmeni. Kendisi uzun yıllar TRT’de “Silahlı Kuvvetler Saati” programını hazırlamış ve sunmuş. İslami ilimlere vukûfiyeti nedeniyle zaman zaman sorularımız oluyor. Bir önceki hafta Ispartalı avukat yazar Abbas Pirimoğlu dirayet ve rivayet tefsirlerini sual eylemiş, cevabını almıştı. Ben konu orda kapandı sanıyordum. Demir Ağabey Şükrü Küçüköner’den Elmalı Tefsirinin son cildini istedi, Ala Suresini açtı ve dördüncü beşinci ayetini okudu ve bana dönerek dirayet tefsiri işte böyle olur gerisini siz tahkik edin dedi. 6 Ayetin sık okunması halinde unutkanlığa iyi geleceğini sözlerine ekledi. 4. ve 5. Ayetlerinde tefsirinde petrol ve kömürün oluşumlarından söz ediliyordu. Daha önce Zonguldak’ta görev yaptığım için kömürün zihnimde farklı bir yeri vardı. Ayrıca kömür ocaklarındaki işçi hareketleri ile çalışma yapmıştım. İlk defa bir Kur’an tefsirinde muhterem Demir Ağabey’in dikkat çekmesiyle kömür ve petrolle ilgili malumata rastlamıştım. Allah razı olsun. Geçtiğimiz Salı günü Soma’da kömür madeni ocağında meydana gelen kazayı duyunca ilk aklıma düşen Demir ağabeyle yaptığımız sohbet olmuştu. Yüreğim kavruldu, canım yandı. İş kazası görünümlü sabotaj, yüzlerce aileyi yıktı. Yüzlerce çocuk babasız kaldı. Yüzlerce ocağa ateş düştü. Bu Türkiye’de yaşanan bir ilk değil. Ama iş yeri güvenliği konusunda, arama kurtarma faaliyetleri ile ilgili yapılan çalışmalarda bir arpa yolu mesafe kat edilmiş değil. Maden-İş Sendikası Ege Bölgesi Şubesi Başkanı Tamer Küçükgencay, “Yangının trafo patlamasından çıktığı tamamen bir varsayım, yangının nasıl çıktığını bilemiyoruz” dedi. DİSK’e bağlı Maden-İş Sendikası Ege Bölgesi Şubesi Başkanı Tamer Küçükgencay 300’den fazla işçinin hayatını kaybettiği maden ocağının sendikalı bir işyeri olduğunu ve denetlendiğini belirtiyor. Madende 3 bin kişinin çalıştığını belirten Küçükgencay “Burada kayıt dışı çalışmak o kadar kolay değil. Firmanın Soma’da toplam 6 bin 300 işçisi var. Kurumsal diyebileceğimiz bir firma. Yangın ve iş güvenliği ile ilgili müfettişler tarafından devamlı denetlenen bir işyeri” diyor. Kazanın gerçekleştiği Soma Kömür İşletmeleri’nden bir açıklaması da sendika başkanını teyit eder mahiyette. Firmada kayıt dışı çalışan olmadığı belirtilen açıklamada, “Öngörülen yaş sınırının altına çalışanımız yoktur, tüm çalışanlarımız, sendikalıdır” deniliyor. Dünkü Türkiye’nin belli başlı illerinden gerçekleştirilen protesto gösterilerinde başı çeken hep DİSK üyeleriydi. Acaba bunu işçilerin dayanışması mı yoksa kazanın meydan geldiği ocakta örgütlü sendika olan DİSK’in kendi ihmalini ört bas etme girişimi mi olduğu bence belli değil. Konuyla ilgili kendisiyle görüştüğüm İşyeri Hekimi Dr. Recep Acar, birinci derece sorumlunun mevcut yasal düzenlemeye göre işveren olduğunu ancak sendikanın da tespit ettiği eksiklikleri işverene bildirmesinin zorunlu olduğunun altını çiziyor. Dr Recep Acar; bu konuda işyerinde örgütlü DİSK’e bağlı sendikanın ocağın denetiminden sorumlu bakanlığa, ocağın iş sağlığı ve güvenliği konusunda hangi talepleri iletmiş midir sorusunu yöneltiyor. Türkiye’nin 2 milyar ton olan toplam linyit varlığının 753 milyon tonu Yaklaşık 105 bin kişinin yaşadığı Manisa’nın Soma ilçesinde. Soma; önemli bir madencilik şehri. İlçede 2 bini kamuda, 14 bini özel sektörde istihdam edilen 16 bin maden işçisi yaşıyor. 2013 yılında Soma’daki maden ocaklarında 4 bin 500 civarında iş kazası meydana geldi. Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı’nın (TEPAV) raporuna göre, Türkiye’de çıkarılan her 1 milyon ton kömür başına 7’den fazla işçi hayatını kaybediyor. Bu oran, Çin için sadece 1’in biraz üzerinde. ABD için ise, her bir milyon ton kömür başına sadece 0,02 işçi hayatını kaybediyor. Gelelim ocaktaki iş kazası görünümlü sabotajın siyasi sonuçlarına. Bölgeyi ziyaret eden siyasilere karşı Soma halkında büyük öfke gözlemleniyor. Muhalefet milletvekillerinin maden ocaklarındaki iş güvenliğinin düzenlenmesiyle ilgili yasal düzenleme yapılmasına ilişkin önerilerin, Ak Parti tarafından TBMM’deki oturumlar sırasında reddedilmesi, kazanın gerçekleştiği Soma halkı tarafından çoktan duyulmuş. Bu durum da halkın bu tepkileri katmerleştiriyor. Nitekim tepkiler sınır tanımadı. Arnavutluk gezisini iptal ederek Soma’ya giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Soma Belediye Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledikten sonra protestoların hedefi oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın arabası tekmelendi, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) ilçe binası yağmalandı. Başbakan, protestoların artması üzerine bir markete sığınmak zorunda kaldı. Enerji Bakanı Taner Yıldız ise, protestolar nedeniyle madenin önünde açıklama yapamadı. Belediye çıkışında kendisini bekleyen vatandaşlara hitap etmek için kürsüye doğru ilerleyen Erdoğan, “Başbakan istifa” sloganlarıyla karşılaştı. Osmanlı padişahlarına Cuma Namazı Selamlık merasimlerinde söylenen “Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var” sözleri, Soma’da Sayın Başbakan için de söylenmiş oldu. Diyanet İşleri Başkanı Prof Dr Mehmet Görmez’in Belçika’daki ziyaretini yarıda kesip Soma’ya gelmesi takdire şayan. Dün gece TRT I’den naklen verilen ve Soma’daki kazada hayatlarının kaybeden işçilere okutulan mevlit programında taziye konuşması yaptı, azda olsa ölü yakınlarının acısını hafifletti. Kazada ölenleri şehid ilan etti. Buraya kadar iyi. Lakin sayın başkanın ağzından iş güvenliği konusunda zerre kadar bir sözcük çıkmadı, işyeri güvenliği imasında bulunmadı. Din afyon değil sayın başkan demek gerekiyor. Diyanet işleri Başkanına en büyük eleştiri bence Alman Sendika uzmanı Dr. Ralf Betlers’den. Alman Sendika uzmanı Dr. Ralf Betlers diyor ki; “Hayatını kaybeden işçilerin yüceltilmesi, gelecekteki olası kazalara karşı ne yazık ki yeterince koruma sağlamıyor.” Hay ağzına sağlık diyorum bende. Çünkü Türkiye’de madenlerde güvenlik önlemleri dünyadaki standartların gerisinde. Güvenlik açıkları Türk madenciliği için tipik bir unsur. Geçmiş olsun Soma, geçmiş olsun Türkiye..! Twitter:@oc320c39 [email protected] Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...