Saf saf halâ bölgede yaşanan kaosun, etnik çatışmaların, din eksenli olduğunu mu sanıyor musunuz? Tarihe bakın Haçlı seferlerinin dahi en birinci nedeni, şarkın akıl almaz muhteşem zenginliğinin, ortaçağ karanlığından dünyaları kararmış cahil Avrupalıların gözlerini kamaştırmasıdır. Papazlar kiliselerde şarkın mücevherle bezenmiş sokaklarından söz edince, yüzbinlerce sefil Avrupalı şarkı yağmalamak gayesiyle yola çıkmışlar, binlercesi daha Kudüs’e varamadan yollarda telef olmuştu. Amerika söyleyin bakalım hangi dini gerekçeyle Ortadoğu’ya çöreklendi? İkiz Kulelere saldırı sonrasında Bush, Afganistan ve Irak işgalleri için “bu bir Haçlı Seferi” demişti. Sonra Haçlı seferi perdesine dolanmış asıl gayenin, Afganistan’da doğalgaz ve diğer yer altı zenginlikleri ile Irak’taki petrolün yağmalanması olduğu görüldü. Şimdi de Suriye’de kızılca kıyamet kopuyor. Suriye istikrarsızlaştırılarak, Kuzey Irak petrollerinin Türkiye’ye intikalini zor sokmak istiyorlar. Kuzey Irak petrolleri dediğimiz aslında Bayat Türkmenlerinin yoğun nüfusa sahip oldukları Musul Kerkük petrolleri. Feraset sahibi Sultan Abdülhamit Han’ın ileride olup biteni öngörerek şahsi mülküne dâhil ettiği bu petrol kuyularının bulunduğu topraklarda, Saddam dönemindeki sürgünlerle katliamlarla, Türkmen nüfusun nasıl kıyıma uğratıldığı daha unutulmadı. Şimdi benzer oyunlar Bayır Bucak Türkmenleri ve Kürtler için Suriye’de yeniden sahneleniyor. Irak’ta bombaların gölgesinde Amerikan askerlerinin ülkeyi 2011’de terk etmesinden sonraki ilk seçimler gerçekleştiriliyor. Bölgesel Kürt Yönetimi’nde de 10 yıl sonra ilk defa belediye seçimlerine gidiliyor. Kürt bölgesinde oy kullanan 2 milyon 770 seçmenin Bağdat parlamentosuna 56 milletvekili gönderme şansı bulunuyor. Irak’ın genelinde 71 liste ve 36 koalisyon mevcut. 328 sandalyeli parlamento için 9 binden fazla aday yarışıyor. Sünnilerin çoğunlukta olduğu Anbar eyaletinde ise oy kullanma işlemi yapılmayacak. Uzmanlar, seçmenlerin etnik ve mezhep kökenlerine göre oy kullanacağını ve hiçbir siyasi partinin seçimlerde çoğunluğun desteğini alamayacağını, parlamento seçimlerinden tek bir partinin zaferle çıkmasının beklenmediğini ve koalisyon hükümeti kurmanın da aylar sürebileceğini söylüyor. Amerika Irak’ta istikrar peşinde. Irak petrollerini kaybetmek istemiyor. Irak Cumhurbaşkanı Talabani’nin görev süresinin sona ermesinin ardından, son dönemlerde sık sık bağımsızlıktan söz eden Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’ye Irak Cumhurbaşkanlığı görevinin teklif edilebileceği söyleniyor. Barzani’nin bu göreve getirilerek susturulmak isteneceği tahmininde bulunanlar var. Bu teklifin kamuoyundan gizlenen amacı, Kuzey Irak Kürtlerinin Türkiye ile siyasi, askeri ve ekonomik yakınlaşmasının önüne geçmek, bağımsızlık girişimlerini engellemek ve bir İngiliz siyaseti olan Irak’ın toprak bütünlüğünü sürdürmek. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ise kendi bölge sınırları içindeki petrol üretimini, dışarıya açılmada stratejik bir atraksiyon aracı gibi kullanıyor. Kendisi gibi Sünni ve Kürt akrabalarının yoğun yaşadığı Türkiye ile dostluk ilişkilerini, Bağdat yönetimin gölgesinde değil kendi iradesi sürdürmeyi güvenlik gerekçesi ile tercih ettiğinden zaman zaman planlanan kulvar dışına çıkabiliyor. Bu durum da Türkiye için, “ kör istedi bir göz Allah verdi iki göz” kabilinden… Merkezi Irak hükümetinin tüm engellemelerine rağmen, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani, Türkiye’de depolanan petrolün satışına 2 Mayıs’tan itibaren başlayacaklarını bildirmişti. Yeniden açıklama yapan Barzani, 1 Ocak’tan beri Türkiye’ye ihraç ettikleri ve hala depolaması devam eden petrolü satacaklarını söyledi. Barzani, petrol parasının Türkiye’deki bir bankaya yatırılacağını belirtti. Daha fazla beklemelerinin kendilerine zarar vereceğini ifade eden Barzani, “Merkezi Bağdat hükümetinden bağımsız olarak Türkiye’de depolanan petrolün satışına 2 Mayıs’tan itibaren başlayacağız. Petrol parası, Türkiye’deki bir bankaya yatırılacak. Eğer isterse Türkiye’ye satacağız. Yoksa başka ülkelere vereceğiz. Petrolün satışı uluslararası standartlara göre olacak” dedi. Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkililerinin ifadesine göre; Ceyhan’daki tanklarda Kürt bölgesinden gelen 1,5 milyon varil petrol depolandı. Şimdi daha iyi anlaşılıyor Halk bankasına yönelik operasyon! Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Türkiye’den sonra İran ile bir enerji anlaşması imzaladı. Yabancı uzmanlara göre Irak Kürt Bölgesel Yönetimi bu anlaşma ile, “bir şekilde petrol ihracının vardığı çıkmazdan çıkmaya çalışıyor” Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, İran’ın Bağdat hükümeti üzerindeki etkisini bildiğinden, İran’la anlaşma imzalayarak, merkezi Irak hükümetinin Erbil (Hewler) üzerindeki baskısını hafifletmeyi umuyor. Anlaşmayla birlikte Erbil ile İran arasındaki ticaret hacminin de artması bekleniyor. IKBY’nın, İran’la yaptığı anlaşmaya göre, İran ile Kuzey Irak arasına iki boru hattı döşenecek. IKBY’den ham petrol karşılığında İran’dan IKBY’ye doğal gaz ve rafine edilmiş mazot taşınacak. İran, Erbil’in bölgedeki en büyük ikinci ticari partneri olarak biliniyor. Taraflar arasındaki ticaret hacmi 2013 yılında 4 milyar doların üzerine çıkmıştı. Uzmanlar, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) İran’la yaptığı petrol anlaşmasını ve IKYB Başbakanı Neçirvan Barzani’nin “2 Mayıs’ta Ceyhan’daki petrolü satacağız” açıklamasını, enerji politikası seçeneklerini artırma hamlesi olarak değerlendiriyor. Suriye Kürtleri kendi bölgelerinden geçen Kuzey Irak petrol boru hatlarının korunmasından birinci derece sorumlu. Diğer sorumlu oldukları husus, IŞİD ve benzeri örgütlere karşı Türkiye-Suriye sınırını korumak. Türkiye’nin şimdiye kadar Rojava Kürtlerine karşı askeri bir operasyon tehdidinde bulunmamış olması dikkate değer. Türkiye sınır bölgesinde BDP’nin yerel yönetimler bazında elde ettiği siyasi başarı, Rojava Kürtleri için adeta Türkiye tarafından kendilerine verilen siyasi teminat şeklinde algılanıyor. Türkiye; Erbil ile Rojava arasında arabulucu bir konumda. Erbil yönetiminin Türkiye’nin bilgisi olmadan ve rızasını almadan Rojava ile herhangi bir işe kalkışması mümkün değil. İpler tamamen Türkiye’nin elinde. Hewler (Erbil) yönetimi ile Rojava yönetimi arasındaki en büyük sorun Rojava Kürtlerinin bu hizmetleri karşılığında kendilerine düşen aslan payının artırılması taleplerinden kaynaklanıyor. Buna bağlı olarak Mesud Barzani’yi değil Abdullah Öcalan’ı Dünya Kürtlerinin lideri tanımaları da problem kaynağı. Rojava Kürtleri ile Hewler yönetimi arasındaki diyalog eksikliği hendek savaşında kendisini göstermişti. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin Suriye sınırlarına açtığı hendek, Rojava Kürtlerinin tepkisine yola açmıştı. Sorun halen çözülebilmiş değil. Erbil Rojava’ya karşı hem sağır hem de kör. Ne Şam’ın şekeri ne Arab’ın yüzü havasında. Avrupa Birliği ülkelerinin enerji anlaşmalarına ve petrole duyarsız kalması mümkün değil. Hepsi kendi çapında çorbada benimde tuzum bulunsun istiyor. Almanya’da çıkan Der Spiegel dergisi, Almanya hükümetinin Suriye’de krizin baş gösterdiği 2011 yılı başından beri Ukrayna kaynaklı silah ve teçhizatın Suriye’de silahlı gruplara ulaştırdığını kaydediyor. Der Spiegel dergisi ayrıca Almanya dışişleri bakanlığının, Alman ordusunun kullanmadığı silah, araç ve gereçlerin Suriye’ye muhalif gruplara ulaştırıldığını itiraf ettiğÖmür Çelikdönmezini bildiriyor. Almanlar böyle diyor da bakalım aslı var mı? Almanların Suriye ilgisi ve hem Kuzey Irak hem de Rojava Kürtlerine ilgisi bunlarla sınırlı değil. Etnik ve dini kimlikleriyle Müslüman Kürt ve Türklerden farklı Asuri ve Süryanileri örgütlemeye çalışıyorlar. Niyetleri Asuri ve Süryaniler üzerinden Suriye’de ve Irak’ta hak iddia edebilmenin yollarını açmak. Pazarlık güçlerini artırmak istiyorlar. Bu amaçla Avrupa’nın değişik ülkelerinde yaşayan Asuri-Süryani aydınlarını, Almanya’nın başkenti Berlin’de yapılacak bir konferansta bir araya getirmeye uğraşıyorlar. Almanya’nın başkenti Berlin’de yapılacak konferansta Asuri-Süryani aydınları sözde Asuri-Süryani halkının sorunlarını tartışacak. Berlin konferansı, daha önce İsveç, Belçika ve Hollanda’da düzenlenen konferanslar serisinin son halkasıymış. Ben onu bunu bilmem, Asuri-Süryanilerin zaten demografik olarak bölgede ağırlıkları yok denecek kadar az. Tehlikeli bir oyun. Akılları sıra yeni bir fay hattını harekete geçirip gariban Hristiyan ahaliye yardım ayaklarına bölgeye çöreklenmek istiyorlar. Benden tavsiye; vallahi de billahi de yedirmezler! Kim yedirmez derseniz, Türkler derim Kürtler derim, Araplar derim, velhasıl bölgenin gerçek sahipleri derim. Petrol mü? Onu da Suriye Kürtleri koruyacak! Ömür Çelikdönmez Twitter:@oc320c39 [email protected] Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...