Dünya kamuoyu, Türk ordusunun Suriye’ye girebileceği beklentisinde. Bu beklenti fütürolojik yaklaşımlarla destekleniyor. Örneğin ABD’li küresel istihbarat, araştırma ve etkili düşünce kuruluşlarından Stratfor’un 2016 yılına dair tahminleri içeren raporunda, Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye hem IŞİD hem de özellikle Kürt güçleri nedeniyle operasyon yapabileceği ileri sürüldü. Stratfor’un raporunda Türkiye’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da “İzlenmesi gereken en önemli oyuncu” olacağı vurgulanıyor. Türkiye’nin 2016’da Suriye’nin kuzeyine askeri güç göndermesi, Irak ve Suriye’de DAEŞ’le mücadeleye girmesi öngörüsünde bulunuluyor. Türkiye’nin DAEŞ’le mücadelenin yanı sıra Kürtlerin Kuzey Suriye’deki faaliyetlerini de kontrol altında tutmak istediği ve bölgede sığınmacılar için güvenli bölge oluşturulmasına yönelik hazırlıkları sonuçlandıracağı belirtiliyor. Türkiye’nin bu amaçla ABD’nin de desteğiyle Suriye’nin kuzeyinde hava operasyonları düzenleyip Sünni Araplar ve Türkmenlerle işbirliğine giderek DAEŞ’le mücadeleye katılabileceği, kara gücü göndermeyi de seçenekler arasında bulunduracağı kaydediliyor. Aslında bunları söylemek için Stratfor’da uzman olmaya gerek yok. Ülkeler arası anlaşmalar, liderlerin açıklamaları ve de facto durumlara bakıldığında tablo zaten ortaya çıkıyor. ABD Teksas merkezli Stratfor’un 100 çalışanı var ve stratejik istihbarat, taktik istihbarat, özel istihbarat, yazılı ve multimedya analizi, kurumsal güvenlik analizi, risk azaltma alanlarında hizmet veriyor. Stratfor; devlet aygıtının tüm istihbarat, diplomasi ve ekonomik verilerinden beslendiğinden veri tabanı ABD güvencesinde. Çünkü gayri resmi olarak dünyanın birçok noktasında yönlendirme operasyonlarının sosyopsikolojik alt zeminini hazırlıyor. Adı geçen sözde düşünce ama özde istihbarat analiz merkezinin Türkiye’ye yönelik öngörülerinin bu bakış açısından değerlendirilmesi sağlıklı olacaktır. Bunların amacı Türkiye’nin aklına karpuz kabuğu düşürmek! Türk ordusu Suriye’ye girer mi girmez mi belki iyi bir bahis konusu. Ancak Türk ordusunun Musul’da Irak ordusu ile çatışma ihtimali Suriye’deki DAİŞ veya PYD veya Rusya ve İran destekli Baas ordusu ile çatışma ihtimalinden daha yüksek. Nitekim Almanya Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel’in Rus uçağının düşürülmesinden sonra “Türkiye öngörülemez bir oyuncu olduğu” açıklaması boşuna değil. Stratfor’un öngöremediğini ben size söyleyeyim. Irak’ta her an Türk ordusu birlikleriyle hangi güçlerden oluştuğu belli olmayan karma Irak ordusu kuvvetlerinin çatışması an meselesi. Irak ordusu neden karma? Çünkü Ramadi operasyonlarında Şii Türkmenler, Sünni Araplar, gönüllü İran milisleri, Amerikalı askerlerden oluşan kara gücü savaştı. Bu karma güçlerin askeri hareketliliği devam ediyor. Irak’ta ABD savaş uçakları, Kerkük’te IŞİD kontrolündeki Riyad ilçesine indirme operasyonu düzenledi. Irak Meclisi Güvenlik ve Savunma Komitesi Başkanı Hakim el Zamili, bunun ABD güçleri tarafından gerçekleştirilen ilk indirme operasyonu olmadığı, daha önce Havice bölgesinde de benzer bir operasyon yaptığını belirtti. Oysa bu tür haberlerin yayılmasının ardından ABD öncülüğündeki koalisyonun IŞİD’e karşı yürüttüğü Özkararlılık Operasyonu Sözcüsü Albay Steve Warren, ABD savaş uçaklarının Kerkük’te IŞİD’in kontrolündeki Riyad ilçesine indirme operasyonu düzenlediği yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını savunmuştu. Lakin daha dün ABD ve Irak güvenlik güçleri, Kerkük’ün Havice ilçesine düzenlediği operasyonda 27 IŞİD militanı öldürüldü, aralarında lider kadrolarının da bulunduğu 8 IŞİD militanı yakalandı. İran, Rusya ve Amerika güçleriyle kol kola operasyonlar düzenleyen Irak hükümetinin Türkiye takıntısı anlaşılır gibi değil. Türk ordusunun merkezi Irak hükümeti ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile yaptığı ikili anlaşmalar çerçevesinde Başika ve diğer kamplarda IŞİD terörüne karşı Iraklı Sünni Arapları eğitmeye yönelik gönderdiği askeri uzmanların can güvenliği sağlamak için gerçekleştirdiği askeri intikaller, Arap Birliği’nden tutunda Amerika Birleşik Devletlerine kadar çok geniş bir yelpazedeki devletleri gerdi. Hep bir ağızdan koro halinde Türk ordusuna bağlı birliklerin geri çekilmesini istediler. Bazı olaylara dikkat edin. Sümela Manastırı’nın değil ama bölgenin şifreleri bu olaylarda gizli. Irak ordusu tarafından IŞİD’den alınan Ramadi’ye gelen Irak Başbakanı Haydar İbadi’ye suikast girişiminde bulunuldu. Kuzey Irak merkezli Rudaw’a konuşan bir Irak ordusu yetkilisi, Başbakan’ın IŞİD’den kurtarılan Ramadi’ye gelen İbadi’ye, kent merkezindeki Kasım Köprüsü’nde bulunduğu sırada füzelerle saldırı düzenlendiğini bildirdi. Yetkili, İbadi’nin saldırıda yara almadığını ve derhal olay yerinden uzaklaştırıldığını kaydetti. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ramadi’de konvoyuna saldırı yapılan Irak Başbakanı Haydar El Abadi’yi telefonla arayarak saldırıyı kınadı. Irak Başbakanı Haydar Abadi, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki askerlerini çekme yönünde verdiği söze uymadığını söyleyip duruyor. Daha önce dediğim gibi diğer uluslara ait askeri birliklerden hiçte rahatsız değil. Son olarak Irak yönetimi Türk askerlerinin Kuzey Irak’tan çekilmesi talebini yineleyerek, gerekirse askeri yollara başvurulacağı tehdidinde bulununca Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Irak Dışişleri Bakanı’nın Türkiye’ye yönelik “-Egemenliğimiz için savaşmak zorunda kalırsak buna başvurabiliriz” sözlerine, “-Eğer askeri güçleri varsa DEAŞ’a karşı kullansınlar” yanıtını verdi. Bu cevaptan sonra Abadi’nin arkasındaki akıl hocalarının yüzünü görmek isterdim, ne de olsa morda bir renktir. Merkezi Irak hükümetinin üst akılı, Musul’un Türkiye yörüngesine oturmasını ve bölge halkının Türkiye nüfuzuna girmesini istemiyor. Bu üst akılın kim olduğu ABD öncülüğündeki koalisyonun IŞİD’e karşı yürüttüğü Doğal Kararlılık Operasyonu’nun Sözcüsü Albay Steve Warren’in, Irak güçlerinin Ramadi kentini IŞİD’den geri almasının ‘kaçınılmaz’ olduğunu belirterek, “Sona yaklaşıyoruz” demesinden anlaşılıyor. Bu şer ittifakının amacı DAİŞ’le mücadele falan değil. Asıl amaçları Türkiye’nin önünü kesmek. Irak Başbakanı Haydar el-Abadi’nin, karma Irak ordusunun Ramadi’de kontrolü sağladıktan sonra Musul’u kurtarmaya yöneleceğini belirtmesi gerçek niyetlerini deşifre ediyor. Hatta PKK ve yandaşı örgütleri silahlandırıp Türkiye üzerine salmayı planladıkları anlaşılıyor. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Meclisi İçişleri Komisyonu Yardımcısı Nazım Herki’nin, Bağdat’ın kendi çıkarları doğrultunda terör örgütü PKK’yı Irak’ta silahlandırıp, Haşdi Şabi’nin (Şii milis gücü) bünyesine sokmaya çalıştığını iddia etmesi bu planın bir parçası. Abadi aslında Türkiye’ye posta koyarken Türkiye üzerinden Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimine “-bağımsızlığınızı ilan etmeyin yoksa ordumu üstünüze gönderirim” mesajını veriyor. Türkiye’nin askeri yığınağı aslında bölgesel yönetimin bağımsızlığını ilan etmesi durumunda Irak ordusunun müdahalesini etkisizleştirmek için. Sahi Ramadi’de ordusunu denetleyen Irak Başbakanı Abadi’ye hoş geldin füzesini kim attı? neden attı? Acaba Abadi mesajı aldı mı? Twitter:@oc32oc39 [email protected] Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...