F Tipi yapı ile hükümet arasındaki mücadelenin ilk raundu çoktan belli oldu ve iktidar galibiyetini ilan etti. Ancak Hükümetin paralel yapı ile mücadele önceliğinin devletin resmi politikasına dönüşüp dönüşmediği daha belli değil. Birkaç polis müdürü ve camianın ceosu Hidayet Karacaharicinde içeride tutulan kimse de yok gibi. Paralel yapı suçlaması ile gözaltına alınan polis memurlarının çoğu ilk çıktıkları mahkemede serbest bırakılıyor. Benim anladığım Devletin tüm birimlerinin F Tipi yapıyı topyekun sakıncalı görmediği. Türkiye seçimleri Pensilvanya tartışmalarının gölgesinde geçiyor. Pensilvanya sakininin de anladığını sanmadığım bir çekişme bu. Yetkililerin iki gündemi dikkatlerden kaçmıyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan cenahında paralel yapı ile mücadele önceliğini korumaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı konuşma yaptığı her platformda paralel yapının ihanetinden, yasa dışı dinlemelerinden ve inlerine girmekten söz ediyor. Başbakan Davutoğlu ise önceki CumhurbaşkanıAbdullah Gül’ün kendisini yalanlayan açıklamalarını göğüsleme çabasında. Konu şu; 2013’te Cumhurbaşkanı Gül ile birlikte Amerika’ya giden dönemin Dışişleri bakanı Prof Dr. Ahmet Davutoğlu’nun ailesiyle birlikte Pensilvanya’ya geçerek, Fethullah Gülen’e cemaati tarafından satın alınmak suretiyle tahsis edilen çiftlik evinde bir gece kalması ve Fetullah Gülen’le görüşmesi. Fethullah Gülen’i Pensilvanya’da ziyaret ettiğine dair iddiaları yanıtlayan Başbakan, 2013 yılında dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bilgisi dahilinde Gülen’i ziyaret ettiğini savunmuştu. Davutoğlu görüşmeye gitmeden önce Amerika’da bulunan Cumhurbaşkanı Gül’e bilgi verdiğini söylüyor. Gül ise Davutoğlu’nun Fetullah Gülenle görüşmesini Cumhurbaşkanlığında görevli geçici bir personel tarafından Amerika’dan döndükten bir hafta sonra bilgilendirilmesiyle öğrendiğini, Davutoğlu’nun kendisi ile bu konuyu konuşmadığını açıklıyor. Her iki tarafta birbirini yalanlarken zihinlerinin berrak olduğuna dikkat çekiyor. Tabiî ki bu berraklık ifadesinin arka planında karşı tarafa yönelik bunaklık ironisi yatıyor. Abdullah Gül’ün bu çıkışının Davutoğlu’nu rahatsız ettiği söylenebilir. Şimdilik kamuoyunda sosyal medyaya kimin servis ettiği bilinmeyen, yıllar öncesine ait bir fotoğrafta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde cemaate ait ışık evlerinde, Davutoğlu bir grup cemaat mensubuyla sohbet ederken görülüyor. Bu resimle verilmek istenen mesaj Davutoğlu’nun paralel yapı ile ilişkilerinin geçmişe dayandığı ve bu yapı ile mücadelede çokta istekli davranmadığı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in Pensilvanya ile ilişkilerde en masum kendisinin olduğunu açıklaması bence giderayak Davutoğlu’nu yıpratmaya yönelik linç kampanyasının parçası. Ne kadar önemli olduğuna sizlerin karar vereceği başka bir ayrıntıyı dikkatinize sunuyorum. Geçtiğimiz Mart ayında Hakan Albayrak: “Böyle yapma Reis, Allah aşkına!” diyerek söze başladığı köşe yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Ak Parti’ye ve özellikle başbakanın siyasi ve idari tasarruflarına müdahale etmemesi çağrısında bulunmuştu. Hatta aynı yazısında Cumhurbaşkanının Merkez bankasına ve milletvekili adaylık başvurusu için MİT Müsteşarlığı görevinden istifa eden Hakan Fidan’a kırgınlığını kalemine dolamış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a memnuniyetsizliğin yakışmadığından dem vurmuştu. Star gazetesindeki köşe yazarlığına son verildikten sonra Anadolu Ajansıdanışmanlığında bulunan Albayrak Diriliş Postası’nı çıkarıyor. Bu arada TRT Diyanet’e program hazırlıyordu. Program başına 10 bin Türk lirası alan Albayrak’ın konuşma tarzından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in rahatsız olduğu söyleniyor. Sosyal medyada paylaşılan bir haberde Hakan Albayrak’ın Diyanet TV’deki programına son verildiği belirtiliyor. Diyanet İşleri Başkanına alınan araç ve başkanın konutuna yaptırıldığı söylenen jakuzi haberlerinin kaynağında bu çekişmelerin olduğu iddiaları var. Her ne kadar başkan bu haberlerin kaynağı olarak Fetullah Gülen cemaatini gösterse de, kendisi ile ilgili yapılan haberlerin kaynağının çokta uzakta olmadığı anlaşılıyor. Derin kulak özelliği ile tanınan bir dostum Hakan Albayrak ve arkadaşlarının Başbakan Davutoğlu’nun ekibinden, Diyanet İşleri Başkanı Prof Dr Mehmet Görmez’in ise Cumhurbaşkanına yakın önemli isimlerden olduğunu belirtti. Mit Müsteşarı Hakan Fidan’ın Davutoğlu’nun yüksek lisans öğrencisi olduğu söylentilerine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaşadığı adaylık krizine bakılırsa onun safı çoktan belli. Böyle bir durumda Diyanet İşleri Başkanının kendisi için satın alınan aracı ibreti alem olması için iade edeceğini söylemesinden başka çıkar yol bulamadığı anlaşılıyor. Başkanlık konutuna yaptırılan jakuziyi de ibreti alem için nereye iade eder, yıktırır mı hep beraber göreceğiz. Seçimlerde dikkati çeken bir başka konuda HDP’nin barajı aşıp aşmayacağına ilişkin spekülasyonlar. Davutoğlu’nun özellikle HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı hedef tahtasına yerleştiren konuşmalarını bazı politika uzmanları, HDP’nin barajı aşması için küçük bir katkı şeklinde yorumluyor. Bu uzmanlara göre “Stratejik Derinlik” isimli kitabı bulunan Başbakan Prof Dr. Ahmet Davutoğlu, bu çıkışlarını bilinçli yapıyor. Çünkü önümüzdeki aylarda Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi bağımsızlığını ilan etmeye hazırlanıyor. Merkezi Irak devletinden ayrılacaklar. Hatta Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin ABD Başkanı Obama ile görüşmek için Amerika’da bulunmasının en önemli nedeni, bağımsızlık ilanına destek istemek. Barzani’nin yapacağı ziyarette açık bir şekilde Kürt devleti dosyasını Beyaz Saray’da Başkan Obama’nın önüne koyması bekleniyor. Amerika’nın uzun vadede bu teklife karşı çıkmayacağı ama Musul sorunu çözülmeden böylesi bir çıkışı da onaylamayacağı ihtimal dahilinde. Bununla birlikte Amerika ziyareti öncesinde Mesut Barzani’nin, geçtiğimiz hafta Kürdistan Bölgesi’ndeki siyasi partilerin temsilcileriyle yaptığı toplantıda, IŞİD’e karşı savaştan sonra ABD’nin bağımsız Kürt devleti konusundaki politikasının değiştiğini söylemesi, Kürtlerin bağımsızlık ilanına Amerika’nın yeşil ışık yaktığı şeklinde yorumlanabilir. Bu zaviyeden Türkiye’de siyasetin dizaynı söz konusu olduğunda Türkiye’de sınırlarının ötesindeki bağımsız bir Kürt devletinin Türkiye Kürtleri üzerinde bir cazibe oluşturmaması açısından, HDP’nin meclise girmesi elzem görülüyor. İster derin devlet deyin ister üst akıl deyin işte o güç yani o yapı, HDP’nin barajı aşarak TBMM’ye girmesini istiyor. Aşırı sol örgütlerden tutunda Alevilere hatta F Tipi yapıya kadar birçok kesimin HDP’nin barajı aşması için seferber edilmesinin arka planında bu düşünce var. Ve en önemlisi Türkiye’de derin bir damar, seçim sonuçlarından başkanlık seçimini onaylayacak bir tablonun çıkmasını istemiyor. Vesayet rejimi şekil değiştirse de sürüyor anlaşılan Twitter:@ oc32oc39 [email protected] Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...