Molla Mustafa Barzani Türk istihbaratıyla çalıştı mı? Son bir haftadır bu soruyla çok karşılaşıyorum. Konuyla ilgili aslında sadece imada bulunmama rağmen “-madem kuyuya bir taş attın attığın taşı da sen çıkar” deniliyor. Konuyla ilgili yazdıklarım şunlardı; “Barzani ve baba yadigârı partisi KDP, Türkiye ile işbirliğini kendi çıkarları açısından elzem buluyor. İngiltere’nin Kerkük ve Musul petrollerine çökmek için oluşturduğu politik birim, yapay Irak Devletini tarih sahnesinden silecek olan güç işte bu Peşmerge ordusudur. Peşmergelerin tarihleri boyunca İngiliz emperyalizminin; bölge petrollerini sömürmek için kurdukları Irak devleti ile yaptıkları silahlı mücadele, Irak’ı istikrarsızlaştırmış, sonuçta bölünmenin eşiğine getirmiştir. Bu zaviyeden bakıldığında Molla Mustafa Barzani, Teşkilatı Mahsusa’dan bugüne devam eden milli bilincin neferidir. Ben söyleyeceğimi söyledim ayrıntılar sonra…” Bkz 14 Aralık 2015 Pazartesi/nokta32.com/Barzani – Öcalan Görüşmesinden Operasyon Çıktı! Çocukluğumda Sebil Yayınevi tarafından neşredilen bir kitapta (Musul Mes’elesi ve Irak Türkleri ) Molla Mustafa Barzani’nin Moskova’da Kızılordu üniforması içinde çekilmiş Albay rütbeli resmini görmüştüm. İngilizlerin kontrolündeki Irak yönetimine karşı ayaklanan Molla Mustafa Barzani belki de fotomontaj bir resimle Rus ajanı gösterilmeye çalışılıyordu belki de doğruluk payı vardı. Ancak Kitabın yazarı Kadir Mısıroğlu’nun 12 Eylül askeri darbe sırasında yurt dışına çıkmak için İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğuna sığınmış olması, Molla Mustafa Barzani’ye yönelik KGB ajanı yaftalarının kaynağını göstermesi açısından ilginçti çünkü bu tür yayınların arkasında İngiliz istihbaratının beşinci kol faaliyeti vardı. Aynı şer odağının yönlendirmesiyle yıllar sonra Türkiye’de PKK terörü patlak verince Barzani ailesinin Haham yetiştiren bir aile olduğu, İsrail gizli servisi Mossad tarafından özel korunduğu falan yazıldı çizildi, İslamcılar arasında da çok konuşuldu. Oysa Türkiye’nin baştan beri Kürt kartına sahip olduğu bu kartı kamufle ettiği ve yerinde kullandığı anlaşılmaktadır. Eğer bölgede emperyalizm karşıtı bir küresel güç varsa bu güç Türkiye’dir. Emperyalizm karşıtı sloganların nasıl da emperyalistlerin ekmeğine yağ sürdüğü birkaç asırdır iyi gözlemleniyor. Bkz 02.05.2013/Timetürk/Peşmergeler Türkiye İçin Savaşıyor! Iraklı Kürt lider Molla Mustafa Barzani ile Türkiye arasında bilinen ilk temas 1946 yılında gerçekleşti. Mahabad Cumhuriyeti’ne İran tarafından son verilmesi üzerine bölgede bulunan Mustafa Barzani Türk yetkililerinin bilgisi dahilinde Türkiye-İran Sınırı üzerinden Sovyet Rusya’ya iltica etti. Yıllar sonra Irak’a döndüğünde Baas rejimine karşı özgürlük mücadelesini sürdürdü. Hatta oğlu Mesut Barzani’ye; “Sakın Türkiye’ye düşman olma. Onlar bizi hep korudu. Türkiye’yi ve Türk ordusunu karşına alma.” diye öğüt verdiği bir şehir efsanesi gibi dilden dile dolaştı durdu. Bu şehir efsanesini doğrulayan bilgi ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından Mesut Barzani’nin Kırmızı Pasaport ile ödüllendirilmeleridir. Bkz 30.05.2013/Timetürk/Günümüzün Yavuzu Recep Tayyip Erdoğan Bugün gelinen noktada sadece İngiltere’nin değil İran ve Rusya’nın da Irak’ın parçalanmasından korktukları gün gibi ortada. Rusya Duma Meclisi Temsilcisi Simon Bagdasarov’un, TSK’nın Musul’a girmesini, Amerika’nın Irak’ı parçalama planının başlangıcı nitelemesi ile Tahran’da çıkan “Cumhuri-i İslami” Gazetesinin başyazısında Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve yeni bir aşamaya sokulmasıyla artık Irak ve Suriye’nin parçalanması hedefi doğrultusunda Türkiye, Suudi Arabistan ve İsrail üçgeninin oluştuğunu ve bu üçlünün bundan böyle bu doğrultuda kendi ortak çalışmalarını yönlendireceklerinin belirtilmesi, hep aynı korkunun eseri. Bu korku Moskova’da ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Rusya ve ABD’nin en kritik sorunları çözmek için birlikte çalıştığını söylemesine de sinmiş. Rusya ve ABD’nin Suriye Destek Grubu çerçevesinde İran ile aynı yönde hareket ettiğini belirten ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ülkenin geleceğinin Suriyeliler tarafından tayin edileceği bir siyasi çözüm için İran ile ortak yaklaşım sergilediklerinin altını çizmesi de aynı korkunun sonucu. Bu korku Türkiye korkusu! Barzani ailesi kuşaklarının İngiliz aleyhtarlığı Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanıyor. Kasım 1919-Mart 1920 tarihlerinde Barzan ve Zibar aşiretlerinin Nesturi ve Ermenilerden oluşan İngiliz kuvvetlerine karşı savaştığı, hatta Türklerden yardım istediği biliniyor. Şeyh Mahmud Berzenci’nin, İngilizlere karşı başlattığı kıyama katılan Barzani aşiretinin bulunduğu yerler İngiliz uçaklarınca bombalanmıştı. İngiliz belgelerine göre İngiliz uçakları İngiliz kuklası Irak devletine karşı ayaklanan Kürt aşiretlerinin meskûn olduğu 79 köyü bombalamış, 2382 evden 1365’ini yerle bir etmişti. 21 Haziran 1932’de Molla Mustafa Barzanî ve beraberindeki 1700 kişi İngilizlerin ve kukla Irak devletinin takibatından kurtulmak için Türkiye sınırından giriş yapmışlar, Şark Hudut Komutanı Binbaşı Şükrü Kanatlı yönetimindeki Türk ordusu tarafından çok iyi karşılanmışlardı. Türkiye, Molla Mustafa ve adamlarının Barzan’a geri dönmesine izin vermiş, Irak Hükümetinin Kürt isyancılara karşı operasyon yapılması teklifine karşı çıkmıştı. Mustafa Barzani’nin, 1945 yılına kadar yaklaşık 2 yıl boyunca, İngiliz güçlerinin eline geçmemek için İran’da Mirava köyünde saklandığı biliniyor. Barzani’nin Sovyetler’de bulunduğu dönemde, İngilizlerin Irak’taki hâkimiyeti sürüyordu. İngilizlerin, hem Mahabad hem de Sovyet süreci nedeniyle, Barzanilere ve özellikle Mustafa Barzani’ye yönelik kinleri sınır tanımamıştır. Merakla beklediğiniz sonuca gelince, coğrafyada ortaya çıkan güçler dengesine bakın, Türkiye’nin Molla Mustafa Barzani’yi neden desteklediğini veya destek verip vermediğini siz söyleyin! Twitter: @oc32oc39 [email protected] Bunu beğen:Beğen Yükleniyor...