Armageddon; Hıristiyan kaynaklarında dünyanın sonu geldiğinde yapılacağı kehanet edilen büyük Kıyamet savaşının adı.
Armageddon sözcüğü esas olarak kesin zaferi anlatmak için kullanılan bir terim.
Dünya’nın eski düzeninin ortadan kalkacağına ilişkin güvenceyi perçinlemek amacıyla kullanılan bir sözcük.
Armageddon kavramı ABD’de mevcut Protestan/Evangelist kiliselerin misyonerlik faaliyetlerini meşrulaştırmak için sıklıkla başvurdukları dini bir kavram olarak hep karşımıza çıkar.
Gelin görün ki Armageddon Türkiye’nin de kaderini yakından ilgilendiriyor. Armageddon neredeyse Siyonist lobilerin, odakların yörüngesinde fır fır dönen ABD’nin resmi politik bakış açısını yansıtmasıyla ön plana çıkar.
Bu durumu Noam Chomsky şu sözlerle ifade eder: “Başlangıçtan günümüze dek Amerika tarihinde takdir-i ilâhi ilkesi geçerlidir, olan her şeyde Tanrı’nın iradesi söz konusudur. Birleşik Devletler, Tanrı’nın iradesinin yönettiği kutsal bir ülkedir.
Bu bakış açısı geçmişten bugüne dek uzanır.” Armageddon ile Türkiye arasında nasıl bir ilişki bulunabilir?
Hıristiyan âleminin özellikle Evangelist Hıristiyanlar cemaatler arasında teolojik bir tartışma konusu olan bu kavram Türkiye halkını neden ilgilendirmektedir?
Çünkü bizzat Evangelist Hıristiyan cemaatlerin kiliseleri, vaizleri, bangır bangır yıllardır bu savaşın kapıda olduğunu haber veriyor.
Onlar açısından Afganistan ve Irak’ın işgali, İslam ülkelerinin talanı, yüz binlerce Müslüman’ın öldürülmüş olması Armegeddon için yeterli değil. Göklerin krallığı ancak İslam dünyasındaki direnişin tamamıyla ortadan kalkması durumunda gerçekleşebilir.
Bu ise Müslümanlara ve diğer inançsızlara öldürücü darbenin vurulacağı Armageddon ile sayesinde olabilir.
Fundamentalist yani Evangelist Haçlılara göre Mesih’in, yani Hz. İsa’nın tekrar gelmesi için şu anda içinde bulunduğumuz üçüncü milenyum başında mutlaka “Armageddon” adı verilen nihai bir savaşın çıkması gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin küresel kraliyetçiler tarafından direnç merkezi görülmesi, Evangelistler için teolojik ve ideolojik tehlike alarmı veriyor.
Ancak Armageddon’un en büyük istek ve destekçisi olan ABD’nin şahinleri Neoconlar, paçalarını Barak Hüseyin Obama’ya kaptırdıklarından, eskisi gibi Türkiye’ye el ense çekebilecek güç ve mevkide değiller.
Buna rağmen Siyonizm ve Mason localarının tam desteği ile Türkiye’nin başına çorap örmeyi öncelikli planlar arasında görmeye devam ettikleri söylenebilir.
Neoconlar Türkiye hesaplarında sadece Siyonistlerin, mason localarının veya Evangelist cemaatlerin köklü finans ve casusluk şirketleriyle yetinmediklerinden, kaleyi içten yıkmak için derin küresel projelerinde sözde yerli bazı dini yapıları da istismar edebiliyor.
Ne demek istediğim, 17 Aralık darbesinde bakıldığında kullanılan taşeron paralel yapının pozisyonundan çıkarılabilir.
Fazla söze ne hacet?
12 Ocak tarihli Amerika’nın Sesi Radyosu’nun haberinde; Türkiye uzmanı Henri Barkey, son siyasi krizle ilgili olarak komplo iddialarının devam etmesi durumunda, Ankara-Washington arasındaki ilişkilerde gergin dönemler yaşanabileceğine işaret ediyor.
Türkiye uzmanı Henri Barkey’e göre 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimler, Türkiye siyasetinde çok önemli bir gösterge olacak.
Erdoğan’ın bu seçimlerde yüzde 50’nin üzerinde oy almasının kendisini daha güvende hissetmesine yol açacağını belirten Barkey, bununla birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi’nin oylarının yüzde 42 civarına düşmesinin, Türkiye’de daha aktif bir muhalefet oluşmasına neden olabileceği öngörüsünde bulunuyor.
Barkey, muhalefetin çok zayıf olduğu ve AKP’ye bir alternatif oluşturamadığını savunan birçok uzmanın aksine, iktidar partisinin yerel seçimlerde kaybedebileceği az miktarda oyun bile, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi gibi muhalefet partilerini daha da cesaretlendireceğini düşünüyor.
Ak Parti’nin Mart 2014 seçimlerinde hezimete uğraması için, dâhili ve harici mihrakların işbirliğine gittikleri anlaşılıyor.
Bir taraftan Ak Parti’nin dershaneleri kapatma kararı almasıyla İslam’a hizmet eden kurumların önünü kapattığı propagandası yapılıyor.
Diğer taraftan bu siyasi organizasyonun ismine yönelik yıpratma faaliyetleri kapsamında ‘Adalet’ ön adına yolsuzluk lekesi sürülmeye çalışıyor. Maalesef Ak Parti’ye millet ve devlet düşmanı küresel kraliyetçiler tarafından konuşlandırılmış, bazı hain ve art niyetli grup ve şahısların da çanak tutmasıyla, kısmen başarılı oldukları söylenebilir.
Biliyoruz ki hiç bir şeyin, olayın, operasyonun ‘zamanlaması manidar’ değil!
Saf salak olmaya kimsenin hakkı yok!
Böyle bir lüksleri yok! BBC Türkçe Servisi’nin neredeyse davul zurna eşliğinde ilan ettiği 12 Ocak tarihli haberde, ‘Irak Başbakanı Nuri el Maliki merkezi hükümetin onayı olmadan yeni boru hattı aracılığıyla Türkiye’ye petrol ihraç etmesi halinde, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin federal bütçeden aldığı payı kesecekleri tehdidinde bulunduğu’ bildiriliyor.
Şimdi anladınız mı Mart 2014 seçimlerinin neden Türkiye’nin Armageddon’u olduğunu?
Bütün gayretleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni emperyalizme ve küresel kraliyetçilere karşı direnç merkezi olmaktan uzaklaştırmak.
Eee bunun yolu da Ak Parti’yi devirmekten geçiyor muhteremler…
Bazıları çıkıp şöyle diyebilir; “Eğer bu İslam düşmanı Evangelist misyonerlerin Armageddon saçmasına prim vermeyecekseniz, bunların taşeronlarına boykot uygulayacaksınız, sözde vaiz efendilerin dini sohbetlerine kulak vermeyeceksiniz, gazete ve dergilerine abone olmayacaksınız, bankalarına mevduat yatırmayacaksınız.
Kim Papa’nın elini öptü ve öptürdüyse, Türkiye’de garip gurabanın Allah rızasını gözetip çoluk çocuğunun rızkından kaçırıp Allah’ın dininin yeryüzüne hâkim olması gayesiyle bağışladığı yardım paralarını kim kiliselere bağışladıysa onlardan Allah adına Resulü adına hesap soracaksınız!”
Böylesi bir söylem üzerinde iyi düşünmek, faydasını, zararını iyi hesap etmek gerekir.
NoT: Ariel Şaron ölmüş diyorlar. Binlerce Filistinli Müslüman’ın katili için ailesine ve caninin ölüm haberini veren İsrail Ordu Radyosuna başsağlığı dileyecek halimiz yok.
Ankaralı Namık yıllar öncesinden “yan cehennem yan beş kamyon kömürle geliyom” türküsünü söylerdi.
Bize de “yan cehennem yan Ariel Şaron zalimi geliyor” demek kalıyor.
Pensilvanya’da ikamet eden Fethullah Gülen Hocaefendi’nin hanelerine ateş düşsün cayır cayır yansınlar bedduası herhalde -ben kıvıramadığım için direkt beddua dedim- bu Ariel Şaron katilini kapsıyordur! Türkiye’de yapmazlar ama dış basında takip etmek gerekir, başsağlığı yani taziye ilanı yayınlayacaklar mı?
Lütfen Basın Yayın Ve Enformasyon Genel Müdürlüğü takip etsin, haber versin.
Ömür Çelikdönmez