Avrupa’dan Anadolu’ya gelen Galatlar M.Ö. II. yüzyıldan itibaren özellikle Orta Anadolu’da başkent Ankara’yı kapsayan bir coğrafyada yerleşmişlerdi.
Galatların yerleştiği bölgeye Antik Çağ’da Galatya adı verildi. Galatların Galyalılarla aynı soydan oldukları söylenir. Muhtemelen günümüz Fransızların ataları, bu Galatlar ve Galyalılardı.
Ne hikmetse bu kavmin Anadolu sevdası sonraki çağlarda da devam etmiş.
Örneğin haçlı seferleri sırasında Anadolu’ya yerleşen hatta Anadolu Selçuklu devletinde ücretli askerlik yapan Frank birlikleri mevcuttu.
Haçlı seferleri sırasında Urfa ve Antakya’da kontluk kuran Franklar, Kudüs Krallığı’nın da önemli askeri müfrezelerini oluşturmuştu.
Bu yakın tarihi ilişkilerden olsa gerek Araplar ve Osmanlılar tarafından Hıristiyan Avrupalılara, özellikle Fransızlara Frenk (Frank) adı verilmiştir.
Osmanlı aydınlarının vazgeçilmez medeniyet telakkisinin mimarı olan Fransa ile münasebetlerin pekte dostane olduğu söylenemez.
Her ne kadar Kanuni Sultan Süleyman ve Fransa Kralı Fransuva arasındaki mektuplaşmalar ve Fransız tüccarlara tanınan ekonomik ayrıcalık yani kapitülasyonlar bizim iyi niyetimizin tezahürü olsa da, buna rağmen Fransızlar için aynı durumun geçerli olduğunu söylemek mümkün değil.
Fransa Napolyon Bonapart döneminde Mısır’a asker çıkarmış, hatta Birinci Dünya Savaşının sonunda güneydoğu bölgesini işgal ederek bu bölgede yerleşik Ermeni nüfusu silâhaltına alarak Müslüman halkın üstüne salmıştı.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande Türkiye’ye bazı çevrelerce “tarihi” olarak nitelenen resmi bir ziyarette bulunuyor.
Gerçekten tarihi sayılabilir çünkü 22 yıl aradan sonra Fransa’dan Türkiye’ye ilk resmi devlet ziyareti gerçekleşiyor. François Hollande, Nicolas Sarkozy döneminde iyice gerilen, hatta kopma noktasına gelen ikili ilişkileri yeniden rayına oturtmayı amaçlıyor.
Bakalım başarılı olabilecek mi?
Fransa, 22 yıl sonra gelen bu resmi ziyaretle, son yıllarda zemin kaybettiği Türk pazarında yeniden yükselmek ve daha fazla pay kapmak istiyor.
François Hollande’nin ziyareti, Türkiye pastasından pay kapmaya yönelik.
Bunu söylemek için heyetinde bulunan isimlere bakmak yeterli.
Hollande’a 20’si büyük firmalar olmak üzere 50’ye yakın işadamı eşlik ediyor.
Hollande, Fransa’nın Japonlarla ortak girdiği Sinop’taki nükleer santral ihalesinin son imzasına ve Ulaştırma Bakanlığı’nın hızlı tren ihalesine büyük önem veriyor.
BBC Türkçe; “Fransa’dan tarihi ziyarette Türkiye’ye güçlü AB desteği” başlığı ile duyurduğu bu haberinde, 22 sene aradan sonra Fransa’dan Türkiye’ye ilk resmi ziyareti gerçekleştiren Cumhurbaşkanı François Hollande’ın, Türkiye’nin AB müzakere sürecine güçlü bir destek verdiğini belirtirken, ülkesinin blokajı altındaki 4 başlığın açılabileceği mesajını verdi yorumunu yapıyor.
BBC’ye göre Hollande, beraberinde getirdiği 7 bakan, onlarca bürokrat ve Fransa’nın en önde gelen 50’ye yakın işadamıyla Türkiye ziyaretine ne kadar önem verdiğini de göstermiş oldu.
Almanya’nın Sesi Hollande’ın Türkiye temasını, ‘Fransa Türkiye’yi yeniden kazanma çabasında’ başlığı ile duyuruyor.
Almanya’nın Sesi’nde yer alan Kayhan Karaca imzalı değerlendirmede ise; “Fransa, 2000’li yılların başlarından bu yana gerek “Ermeni soykırımı” ile ilgili yasal girişimler gerekse Çin gibi ülkelerin rekabeti nedeniyle Türk pazarında olağanüstü pay kaybetti.
Türkiye pazarındaki pay oranı 2002–2013 yılları arasında yüzde 6,3’ten yüzde 3,2’ye geriledi. Bu nedenle gerek Fransız resmi makamları, gerekse büyük Fransız şirketleri Hollande’ın ziyaretini bu kaybı telafi için bir şans olarak görüyor” ifadeleri yer alıyor.
Rusya’nın Sesi’nde bu haber, ‘Hollande’ın tarihi ziyareti başladı’ formatında veriliyor.
Haberde, ziyaret sırasında Suriye gibi bölgesel konuların yanı sıra, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler, enerji ve askeri işbirliğinin de masada olacağı belirtiliyor.
Hollande ile ilgili hem yerli hem de yabancı basın organlarında yer alan haberlerde Türkiye ziyaretini eşsiz gerçekleştirdiği belirtiliyordu.
Türkiye’den sonra İran’a geçecek olmasının eşini pardon sevgilisini pardon metresini Fransa’da bırakmasında etkili olabilir.
Ancak magazin haberlerine bakılırsa çift çoktan ayrıldığı için zaten bu mümkün değildi. Ne hikmetse Fransız Cumhurbaşkanlarının yatak odaları hep sorunlu.
Devlet konukevi gibi giren çıkan belli olmuyor.
Ancak Fransızların bu durumdan rahatsız olduklarını söylemekte mümkün değil.
Bir dönem ‘ah minel Paris’ diye sayıklayan sözde aydınlarımızı hatırlarsanız, Fransa’yı daha iyi tanımış olursunuz.
Galatların kavatlarla akrabalıkları var mı yok mu bilmiyorum? Ama metres; evli bir erkekle nikâhsız yaşayan kadın, kapama, kapatma anlamında.
Avrupa kültüründe toplumsal yapısında yerleşik ve canlı bir kavram. Fransızlara hiçte yabancı değil. Metris ise; askerin çarpışma sırasında korunması için yapılan toprak siper demek.
Fransa kimin metresi veya değil ortada. Ancak İslam coğrafyasında Türkiye’nin Ak Parti iktidarında emperyalist çıkarmalara ve işgallere karşı metris vazifesi gördüğü aşikâr.
Ey Türkiye Ey İslam Alemi! Bak yüz binlerin haykırıyor; “Şu Metris’in önü uzun bir alan. Bir tek seni sevdin gerisi yalan!”
Ömür Çelikdönmez