Siyasiler , yöneticiler ve geri kalmış "aydınlar"darda kalınca hep geçmişe sarılıp seçmenin ruhuna hitap ederek klasik ama mide bulandıracak ölçüde yaşanan çağı unutup geçmişe dönük hamaset yaparlar.
Ortaçağ da kalması gereken, yaşanan çağda yeri olmayan fetih ruhu bilinçli bir şekilde toplumun iliklerine işlenmek isteniyor.
Yavuz Sultan Selim adının köprüye konması dahi bu gün referandum konusu oldu.
Yavuz ,Sultan Selim Osmanlı padişahı ve Mısırdan " KILIÇ" zoru ile aldığı sunni islamın halifesi oldu ve tüm toprakları mülküne geçirdi.
Kaç milyon km.kare Osmanlıya toprak katmış diye övünületek adı köprüye konuyor
.Bu gün sene 2017 Mart , referandumda malzeme yapılıp kullanılıyor.
Şah İsmail ile savaşta sunni Kürtlerin desteği ile Yavuz (her ikisinin aralarında niyet ve amaç farkı yok)savaşta galip geldi.
Sormalıyız,kimlerin hazinesine Sırp devşirmesi yeniçerlerin maaşını ödemek için el kondu?
kaç kafa kesildi ,kaç ev yıkıldı,kaç kuyu canlı canlı insanlarla dolduruldu?
(ki bunlar Türkmen alevleriydi,Kürt Alevilere dokunulmadı)Kimlerin karısı,kızı cariye oldu?
Kimlerin malına el koydu? Mısır alındıktan
Sonra kimler sürgün ve mecburi iskan etdildi?Mısırdan getirilen sulu tarımı bilen iyi çiftçileri (Nusayriler )Çukurova ve Mersine kim getirdi?
Tüm bu geçmişte olanları çağına göre değerlendirmek ve ders alarak gerekir.
Amacın Yavuz Sultan Selimi eleştimek değil, çağının gereğini kendi imparatorluğu için, çıkarı için gerekeni yaptı.
Bunu alıntılarla fetih ruhunu ve gereği yokken haddini aşarak çağa uydurmanın, devamını empoze etmenin kimseye, hiç bir Ulusa faydası olmadığı gibi yararından çok , bu coğrafyada düşmanlık ektiği için. zararı var.
Kürdün ve Alevinin, diğer etnik ve inançların çağdaş değerlerde,varlıklarını ve haklarını tanımadan bu ülkenin önünün açılmayacağını anlamak için daha kaç kez denenmeli?,
Bu fobi yi besleyerek,kendine göre "düşman" yaratıp bundan faydalanarak toplumu etkileyerek
dış politikada düşülen ibretlik durumdan ders almak gerekmiyormu?
Bu anlayış ile çağdaş ve ülkenin önünü açan politika üretilemez,yıllardır denendi üretilemiyor.
Geçmişin tekrarı yani tek parti döneminin şimdi örnek alınan CHP den kalma (hala ulusalcılarca sahiplenilen)başkanlık anlayışının
tekrarı nafile çaba, sorunları sadece öteler, bir yere varılamıyor.
BU KADİM TOPRAKLARDA BARIŞ ve KARDEŞLİK SULTANLIK İLE OLMADI, BENZERİ BAŞKANLIK İLEDE OLMAZ, ZOR İLEDE OLMUYOR
.BARIŞIN TEK YOLU
, BİRBİRİNİ TANIMAK, EMPATİ YAPMAK, ULUSAL HAKLARA VE İNANÇLARA SAYGI DUYMAK YANİ EŞİT OLMAKTIR.
Ertuğrul ve ardılları koca bir imparatorluğun doğusunu kısmen özerk ve bağımsız olan Kürt beylikleri ve Mirleri koruduğu için üç kıtada kurdular.
Kürt beylikleri, yada Mirleri ile barış içinde olmasaydılar Avrupaya tek sefer dahi olmazdı, Safevi saldırıları engellenemezdi. Birlikteliğin yarattığı bu güç ve tarihsel gerçek neden günümüzdeki anlamsız ve bir o kadar kirli savaşa karşı Ertuğrul dizisinde işlenmiyor? Gerçeklerin üstünü örtüp neden ilkel milliyetçiliğin biti kanlandırılıyor?
Dr. Adnan Güllüoğlu