Bilindiği gibi İngiliz Millerler Topluluğuna bağlı 14 ülkenin 70 yıl saltanat süren kraliçesi Elizabeth 8 Eylül günü hayatını 96 yaşında kaybetti. Basındaki haberlere göre Krallığa bağlı ve matem tutan 14 ülkenin yanısıra Ürdün 7 gün,Bahreyn, Lübnan,BAE ve Kuveyt gibi çoğunluğu Arap ve müslüman ülkeler de Kraliçe Elizabeth için 3'er gün ulusal matem ilan ettiler.
Matem ilan eden bu ülkelerde yaşayan halkın ezici çoğunluğu Arap ve müslüman olduğundan dolayı Türkiye'de bazı kesimlerde haklı yada haksız tepkilere yol açtı.
Kraliçe için ulusal yas ilan eden bu ülkelere "klasik" emperyalizm karşıtları,Kızılelma'cı ve son televizyon dizileri ile beslenen Osmanlıcılık (fetih) hayali ile yatıp kalkanların "amaçlı" tepkilerini anlamak mümkün.Ancak bunların dışında sömürge bir ülke olmaktan kurtulmanın ve yerine bağımsız devlet olmanın değerini azçok bilenlerin gösterdiği tepkileri anlamak mümkün değil.
Bu güne kadar ustaca,nakış işler gibi beyinlere kazınan şövenizm soslu,tekçi yazılı tarih anlayışını ve hamasi söylemleri bir yana bırakıp artık doğruları ve gerçekleri görmenin,
göstermenin zamanı geldi ve geçiyor.
Birinci paylaşım savaşı sonrası Güneşin Batmadığı İmparatorluk ta denen İngiltere çağa ayak uydurmuş ve 2.paylaşım savaşı sonrasında eski klasik ve işgalci sömürgecilik anlayışından vaz geçmişti.
Bu nedenle bu gün kraliçe için matem tutan bu ülkeler İngiltere ve Fransa sayesinde,kaba kuvvete dayalı, klasik anlamda işgalci ve sömürgeci olan Osmanlı yönetimine karşı"göreceli de olsa" bağımsızlıklarını kazandılar.
Bağımsızlıklarını kazanmalarında rolü olan İngiltere'nin kaybettiği kraliçeleri için onlarla birlikte ulusal matem ilan ettiler.
"Arap'lar Osmanlı'ya ihanet etti"gibi afaki ve duygusal söylemler ile bu gün bağımsız olan ülkelere ve Arap milletine hakaret edip öfkelenecek bir neden de ortada yok.
Bu ülkeler her ulus için en kutsal,en yüce değer olan bağımsız devlet olmanın karşılığı ve minnet borcu olarak sembolikte olsa 96 yaşında vefat eden Kraliçe Elizabeth için sembolik te olsa tutulan yasın kısaca nedeni kısaca bu.
Kısaca "Öküz altında buzağı aramaya" gerek yok.
Dr. Adnan Güllüoglu