KİM KİMİ NEREDEN KOVUYOR?
Çok uzağa gitmeye gerek yok,12 Eylülde yapılan baskılar,5 nolu cezaevinde bir nesli yok etmek için yapılan işkenceler,90'lı yıllarda JİTEM ve Kürd'aydınlarını kaçırıp işkence ederek öldüren beyaz toroslar ve faili belli cinayetler.
Köylülere kızı, torunu önünde çırılçıplak işkence yapmak,pislik yedirmek.Köylerini baskınlar yaparak yıldıramaz zorla "Nereye gidersen git"diyerek boşalttırmak.
Kirli Hendek Savaşı bahanesi aylarca ilçelerde taş üstünde taş bırakmayıp yapılan sivil katliamlar sonrası yaşanan zorunlu göçe tabi tutulan on binlerce aile.
Roboski'de kaçakçı olduklarını bile bile insanları savaş uçakları ile bombalayarak öldürmek.
Devletin verdiği yetkileri kullananların, devlet adına işlediği suçlar saymakla bitmez.
Bu suçların işleyenlerin hiç biri,12 Eylül darbecileri dahil yargılansada ölene kadar cezalandırılmadılar.
Bu elim olayları yaşayanlar ve yaşamasına şahit olanlar,toprağını terk ederek göç etmek zorunda kalan,gittiği yerlerde geçinmek için çöpten kağıt toplamak zorunda kalan Kürd'ler bile asla Türk halkını suçlamasıyla Türkiye'de saldırıların artmasının önemli bir nedeni düşman yaratmadan siyaset üretemeyen partiler yarattıkları paranoyalardır.
Bu paranoyaların etkisi ve sayesinde saldırıların sıradan insanlara, sokaklara kadar taşınmasını sağladılar.
Ürettikleri "Beka,bölünme" gibi senaryolar ile sivil halkın gözünde Kürd'leri düşmanlaştırdılar.
Her konuda uzman konuşmacıların sürekli işgal ettiklari yandaş tv kanallarında her gün yaptıkları ötekileştirme çabaları yapılan saldırıları arttırdı.
Anadilinde müzik dinleyenlere,mevsimlik iş bulmak umudu ile batı illerine çalışmaya giden Kürd işçilere kadın, çocuk demeden kendilerine Milliyetçi-Ülkücü diyenler saldırdılar.
Bursa'da oğlu ile kürdçe konuştuğu için babayı kurşunlayarak öldüren caninin öne sürdüğü gerekçesi ibret vericidir.
Bütün bu yaşanan olaylarda bedel ödeyen Kürd'ler olmasına rağmen Türk halkına düşmanlık beslenmedi.
Tek taraflı yapılan bu saldırılara yetkililer söz birliği ederek karşılıklı çatışma varmış gibi "Çıkan olaylar" dediler.Her saldırının ardından önlem almak yerine "Bin yıllık kardeşiz" demeğide hiç unutmadan tekrarladılar.
En son Konya'daki saldırıda "Burayı terk
edeceksiniz"diyerek defalarca toplanıp saldırma cesaretini nereden aldılar?
Evini terk etmediği için 7 kisilik aileyi katledip yakarken kimlere güvenildi?
Diyelimki paranoya yaratanlar gibi iki halkı karşı karşıya getirmek amacı ile ormanları Kürd'ler yaktı.
Orman yakmanın insanlık suçu olduğunu bilmiyorlarmı?
Haklı olan anadilde eğitim gibi ulusal taleplerinde ormanları yakarak neden haksız duruma kendilerini düşürsünler?
Kürd'ler orman yakarak dünyanın nefretinden başka ne kazanacak?
Yakılan yerlere konarak otelmi yapacaklar?
Bunların hesabını yapmaktan yoksun,kendilerine Ateşin Çocukları denen bir kaç kendini bilmez genç yapmış olsa bile aklı başında hangi Kürd destek ve onay veriyor?
Kürd'lerin yoğun yaşadığı illerde yerleşik olan hangi Tük aile göç etmeye zorlandı?
Hangi Türk aile göç etmedi diye,saldırıya uğradı yada topluca katledildi?
Kürd'ler utanç verici böysi insanlık dışı saldırıyı yapmaz ve yapanlarada izin vermez.
Yaratılan paranoyalara karşı dikkat edilmeli.
Dışlamak,ötekileştirmek ve şiddet kullanmak yerine empati kurarak sorunları çözmek her zaman mümkündür.
Provakasyon amaçlı yapılmak istenen oyunlara da ancak empati kurarak engel olunabilir
.Herkesin bilmesi gereken Kürd'lerin ulusal talepleri var.
Bu talepleri esirgeyen Türk halkı değil.
Çözüm için de muhatabı Türk halkı değil Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.
Dr. Adnan Güllüoğlu
03.08.2021