Mevlana hazretlerinin Şems-i tebrizi’ye yazdığı birinci mektuptan bir bölüm. Sevgiliye duyulan özlemi, çekilen çileyi, sevgiyi, hasreti ve ne güzel anlatmış.
Gözlerimde bir mahmurluk, sensiz uykularımda arda kalan, sinemde yumru yumru yutkunamadığım bir sıkıntı, nefeslerim yetmez oluyor artık şu garip canıma. Ve gözlerimi tavana mıhlamış, bir tek seni düşünüyorum. Alnımda boncuk boncuk soğuk terler, sesinden gayri her ne var ise şu âlemde, kulağım işitmez oldu artık. Göz kapaklarım tutulmuş, hayalin perdelenmesin diye, artık gözyaşlarımda hasretlik tuzu bile kalmadı acılarımı ılık ılık dindirecek!
Bir de üşümedir işliyor ruhuma apansız, kanım donuyor, sıcağın yok ki yanımda! O ayrılıktan kahroluyorum ve ardından sabah oluyor, yine bin bir eza ve cefa ile kahroluyorum işte! Biliyorsun, hünkârım sensin, sevgilim ve mabedim (sensin). Muradım; yedi göğün mevlâsı; bizi, bu kahırdan azat edesin!
Kelebekler senin yüzünün değdiği bahçelere yayıyor kanatlarını. Şu dar göğsümün kazasından çıkmaya çalışıyorum. Sonsuz genişliklerin, sırrı iki dudağının arasında saklı. Bir kelâm söyle ne olur! Her hecenin tınısında duymak istiyorum. Rüzgârlar savursun beni, yağmurların hepsi alnıma düşsün, taşların hepsi göğsüme düşsün. Senin ayaklarını öpen kocaman bir dağ olayım. Çöller savrulsun, dağlar aradan çekilsin, yokuşlar ve inişler bitsin ki yürüğün yollara toz olayım...
Çöldeyim, susuzum,
Kuyularda Yusuf’um,
Sözlerin bana Züleyhâ,
Ateşlerde İbrahim’im,
Gözlerin bana derya,
Sancılar içinde Meryem’im,
Bakışın bana İsa,
Yaralar içinde Eyyub’um,
Hasretin bana şifa,
Ölüler içinde bir ölüyüm,
Ellerin bana musalla..
Hz.MEVLANA
HAZIRLAYAN:Kanuni Gülcan CENGİZ