O sırada cüppe giydirip hem “hukuk”, hem “tıp” doktorası verdikleri için…
Anayasa değişikliğini hap şeklinde tarif etti:
“Bu anayasa değişikliğini fevkalade güzel, adeta bir hap şeklinde hazırladık…” * Millet yuttu… * Baştan alayım:
2010 yılında, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu, dolayısıyla yargıyı ele geçirmek için anayasa değişikliği hazırladılar…
Güzel gözüksün diye içine bir sürü madde koydular…
– Mesela kadın özgürlüğü maddesi vardı, Meclis’teki kadınları dahi örttüler…
– Kişi mahremiyetinin korunmasını koydular içine, herkesin bir kaseti var neredeyse…
– Yurtdışına çıkma hürriyeti vardı referandum maddeleri arasında, göbek de sandı ki bavulunu alıp Hollanda’ya gidecek, bu “İstanbul’a gelenlere vize koyalım” dedi…
– Memurlara toplusözleşme hakkı koydular, ama grev hakkı olmadığı için, polis kovaladı… * Zaten asıl amaç…
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısını değiştirerek yargıyı kontrol etmekti…
Onu da en dibe koydular…
Türkiye “evet” dedi… * Zaman geçti…
Şu son olaylarda bakan oğulları götürülüp, iş kendi oğluna da uzanınca kendisinin de hapı yuttuğunu anladı…
Kendime alıyorum derken, meğer yargıyı cemaate vermiş… * İşte şimdi; polislere yaptığı gibi hâkim ve savcıların da gerektiğinde kellesini koparmak için HSYK yasasını değiştiriyor arkadaş…
Bu kez HSYK’yi kendi bakanına bağlıyor…
Sıkıysa hâkim ya da savcı beğenmediği bir karar versin… * Sonuçta yeniden “hap” geliyor…
İyi ki “fitil” değil…
Bekir Coşkun