Kısa boylu ve kendi halinde biri olan Kütük Ahmet,kendisini çevreye çok sevdirmiş ve saygın biridir.. 1947 yılları civarında Ulucami’de müezzinlik yapmıştır.
O yıllarda müezzinler ezan okurken bütün çevre duysun diye cami minaresinin şerefesinde dolanıp dururlardı.
Bir gün öğle vakti Kutik Ahmet ezan okumak için cami minaresine çıktığında dalgınlıkla minarenin kapısını açık bırakarak yukarıya çıkar. Arkasından Urfa’nın tanınmış azılı delilerinden biri de bunu görür oda arkasından minareye çıkar.
Kutik Ahmet ezanı okuduktan sonra cami içerisinde ki cemaat namaza başlamak için ayağı kalkarlar.Tam o sırada Kutik Ahmet, bir daha ezan okumaya başlar. Cemaaat şaşırır ve tekrar yerine otururlar. Ezan bittikten sonra yine cemaat ayağı kalkar arkasından yine Kutik Ahmet, ezan okumaya başlar.Cemaaat telaşlanmıştır. Kutik Ahmet ezan okurken arada bir ‘’İMDAT, İMDATTT’’ diye bağırmaya başlar.Cemaat namazı bırakır. İmdat sesine koşar. Meğerse Kutik Ahmet ezanı okuduktan sonra cami minaresine çıkan azılı deli, Kutik Ahmet’e; ’’Bir daha ezanı okuyacaksın yoksa seni aşağı atarım’’der. Kutik Ahmet’de korkusundan ezanı hep tekrarlar.Kısa boylu olan Kutik Ahmet bu iri yarı deli karşısında çaresiz kalır ve onun her dediğini yapar.
Bütün cemaat gelir ve deliye yalvarır, ‘’Müezzinimizi serbest bırak minareden aşağı insin’’ demesine rağmen deli bunu bir türlü kabul etmez.ve bütün uğraşırlar boşa gider. Tam o sırada yine akli dengesi yerinde olmayan başka bir deli gelir. Ve cemaata;’’ Bırakın ben gideyim. Müezini kurtarayım’’ der. Cemaat bunu kabul eder ve bu deliyi onların yanına gönderir.
Bu deli,Kutik Ahmet’i aşağıya atarım diye tehdit eden deliye dönerek, cebinden çıkardığı tırnak makası bıçağını göstererek;’’Eğer sen Kutik Ahmet’i bırakmazsan ben bu bıçakla minareyi tepesinden keseceğim’’ der. Buna inanan azılı deli;’’Aman kesme ! bende aşağı düşerim ‘’ der ve korkusundan hemen Kutik Ahmeti serbest bırakır.
Cemaat sevinçlidir.Kutik Ahmete moral verirler ama Kutik Ahmet alacağını almıştır. Bu korkudan üç hafta sonra vefat eder.
KutikAhmet’e Allah rahmet diler ve mekanının cennetlik olmasını dilerim.
Nuri Yeşilnacar