Gün geçmiyor ki elde edinilen güç, nam ve koltuk birilerinin elinde amacı dışında kullanılmasın.
Hele ki Şanlıurfa gibi mütevazi ve kendi halinde bir şehrin tüm yaşadığı trajik olaylar ve imkansızlıkları kullanılarak fayda sağlanıyor olması çok üzücü. Hele ki bulunduğu konum size çözüm sunması gerekirken bunu amiyane bir tabirle tefecilikle giderilmeye çalışılması hangi siyasi ideolojiye sığar? Bulunduğu konumu, edindiği gücü faizle para vermeye kadar dayandırmak hangi bürokrasinin sonucudur. Halkın gözyaşını dindireceği yerde borca boğmak hangi siyasi doktrinde geçer.
Şehrin büyüğü diye adlandırılan, kapısına el aman denerek sığınılan bu şahısların hadsizliklerine ne zaman dur denilecek? Ne zaman bürokrasinin etiğini çiğneyenler hesap verecek.
Yoksa daha sömürülecek mi derdi başından aşmış Urfa insanı? Halk arasında konuşulan ve maalesef ki bulunduğu konumu itibarsızlaştıran bu kişilerin kendine olan bu sonsuz bencilliği birçok kişiye zarar veriyor. Gözlerimiz önünde gerçekleşen bu sömürü ve suç fiiline sessiz kalınıyor. Burada en büyük görev daha üst mülki amirlerdir… Ne yani bizim gördüğümüzü görmüyor mu yetkililer? Urfa’nın havasını soluyan suyunu için yetkililer bu sömürüyü görmüyor mu? Görmezden mi geliniyor? Urfa’nın kanayan yarası tefecilik ve uyuşturucudur. Bu iki soruna acil olarak çözüm getirilmezse daha kaç ailenin canı yanacak kim bilir? Hele ki özellikle tefeciliği normal bir davranış şekli olarak benimseyen şahsiyetlerin konumlarını, koltuklarını halkı yönlendirebilme olanaklarını bu şekilde kullanabiliyor olması akıllara birçok soru getirmez mi? Bu insanların hakkını, hukukunu hiçe saymak hangi siyasinin başını dik tutar? Yakın tarihte bu ve benzeri legal dışı davranışların cezasının verileceğini ümit ediyoruz ve Biz Urfa Halkıyız bu yıkıntıyı ve arsızlığı yaşayan bizlerin sesini duyan var mı?