URFADA
Eski Sokak Satıcıları
Orhan Barlas
Daracık ve o güzel sokaklarımızı, eskiden, her gün, çeşit çeşit satıcılar ziyaret eder, çıkardıkları sesler ile adeta sokaklarımızı renklendirir, mahalle sakinleri ise, bir kısım ihtiyaçlarını bu satıcılardan temin ederlerdi. Kimlerdi bu satıcılar?
Bir bakalım isterseniz.
Sabahın erken saatlerinde, kahvaltı hazırlığı ile beraber, " Kahke " ( simit ) ve " Behsimet " ( peksimet ) satıcıları, sokağın ilk ziyaretçileri olarak gelir ve çocuklardan epey rağbet görürlerdi.
Kahvaltı bitiminden sonra ise, " yıldız iğnesi" ," yorgan iğnesi" diye bağıran sesler gelirdi. Bunları, "çarpana-çaput aliyaaam" diye bağıran eskiciler takip ederdi.
Bu arada kapılar çalınır, "dayzeee kepegiyiz var mıı ?" diye bağıran, kepek alıcıları ile, elek başına pazarlıklar yapılırdı.
Kuşluk vakti ise, yeşillik satıcıları gelir, bahçelerden yeni toplanmış olan, sofralarımızın vazgeçilmezlerini , taze soğan, maydanoz, nane, taze pirpirim ( semiz otu ) tuzzik-bendikleri ( çiğköfte ve kıyma ile yenilen bir çeşit yeşillik ) alıcıların beğenilerine sunarlardı.
Kadınlarımız, bu satıcıları çağırıp, sahanda getirdikleri un veya bulgur karşılığı, bu yeşilliklerden, gerekli olanları alırlardı.
Bu alışverişte para geçmezdi.
Yeşillik satıcısı ise daha sonra evlerden toplamış olduğu bulgur ve unları götürür, bakkallara satıp, paraya çevirirdi.
Ardından bıçak-makas keskinleyiciler seslenirlerdi.
Ayakla çevrilen pedal vasıtası ile, bıçaklardan saçılan kıvılcımlar ,ustanın mahareti ile tekrar keskinlenir, denenip , sahibine teslim edilirdi .
Yaz aylarının vazgeçilmezi, dondurma ve eskimo satıcıları ise, öğlen vaktine doğru gelirlerdi.
Çocuklar en çok da bunlara rağbet ederlerdi. Eskimoların ; Kahveli, limonlu, portakallı, sütlü, çeşitleri deyim yerinde ise kapışılırdı.
Dondurma ise sadece kaymaklı ( satıcılar öyle derdi ama içinde kaymak falan yoktu ) ve bir de içinde kahve mi kakao mu ( daha doğrusu ne olduğu belli olmayan ) sadece rengi kahverengi olan dondurmalar külah içinde satılırdı.
Akşamüstü ise gaz ocakları ve gaz lambaları için, "kezyağııı" diye bağıran gaz yağı satıcıları gelirdi. Ellerinde tenekeler ile, sokak sokak dolaşıp, isteyenlere tulumba vasıtası ile ölçeklere doldurup, satışını yapardı.
İşte böyle hareketliydi o güzelim sokaklar.
Şimdilerde ise turistlerin ve meraklılarının objektiflerine konu olmakta ve adeta o eski hareketli günlerini aramakta...