Urfa Halk Müziği, ezgilerindeki müzikalite, söz zenginliği, eser sayısı kaliteli ve sistemli icrasıyla Türk
Halk Müziği içinde seçkin bir konuma sahip olmuş ve bu özelliklerinden dolayı Urfa’ya açık konservatuar gibi
çok güzel bir benzetme izafe edilmiştir.
Düğünlerde, kına gecelerinde, asbap gecelerinde, dergah ve tekkelerde, mevlitte, dağ yatılarında ve
nihayet sıra gecelerinde bu açık konservatuarın usta hocaları, okuyucuları, meraklılarına ders niteliğinde meşkler
yapmışlardır.
Urfalıların hayatlarının her evresinde musiki olduğu için halkın büyük çoğunluğu da müzikle yakından
ilgilenmiştir. Öyle ki Urfa’da hoyratlara bile meslek erbapları kendi üslup ve isimlerini iliştirmiştir, örneğin;
Bahçacı, Kalaycı, Daşçı, Keçeci Hoyratı gibi; dolayısıyla yediden yetmişe hemen herkes az ya da çok müziğe
ilgi duyar.Urfa Halk Musikisi Kerkük ve Harput yöresindeki türkü ve uzun havalarla gerek ezgi olarak gerekse de
tanımlamalarla benzerlik arz eder. Urfa’nın etkileşim içinde olduğu bu yörelerle ortak çok sayıda varyant türkü
ve uzun havası mevcuttur. Urfa Halk Musikisi’nin etkileşim içinde olduğu önemli bir merkez de Klasik Türk
Musikisi’dir öyle ki şarkı ile türkünün harman olduğu, buluştuğu yerlerden biri de Urfa’dır.
Urfa’da yapılan derleme çalışmaları;
Urfa Türküleriyle ilgili yapılan ilk derleme çalışmalarını Yusuf Ziya Demircioğlu başkanlığındaki Dar’ül
Elhan Heyeti (İstanbul Konservatuarı) 1926 yılında gerçekleştirmiştir.
Urfa’da yapılan ikinci önemli derleme çalışmaları 1938 yılında Muzaffer Sarısözen tarafından yapılmıştır.
1976 yılında Kültür Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi’nin Yaşar Doruk başkanlığında yapmış
olduğu derleme çalışmaları da özellikle sayı bakımından önemlidir. Bu çalışmada 350 civarında türkü ve oyun
havası derlenmiştir.
Bunun yanında T.H.M. sanatçısı ve Folklor Araştırmacısı Mehmet Avni Özbek çeşitli zamanlarda özellik
arz eden çok sayıda “Çifte” ve türkü derlemiştir.1990 yılında Şanlıurfa Devlet THM korosu kurulduktan sonra
günümüze kadar gelen süreç içerisinde çok sayıda türkü ve çifte derleyerek ya da orijinaline yakın olarak
notalayıp ezgilerimizin tesbiti konusunda katkıda bulunmuştur.Urfa’ya ait çoğunluğu sözlü kırık hava, sözsüz kırık hava (ayak ve enstrümantal), uzun hava ve gazel
formundaki usta malı ezgilerin sayısı yaklaşık olarak 500 civarındadır.
Yörenin önemli kaynak kişileri, Damburacı Derviş, (Mukim)Tahir Oturan, (Kel)Hamza Şenses, (Bekçi)
Bakır Yurtsever, Tenekeci Mahmut Güzelgöz, Ahmet Uzungöl, Cemil Cankat, Kazancı Bedih Yoluk, Hacı Nuri
hafız, Şükrü Hafız gibi isimleri sayabiliriz.
Urfa Türkülerine örnek olarak;
Fırat kenarının ince dumanı,
Yar yüreğim yar,
Ne çemen ne sayeyi gül,
Al yeşil dökün Anneler,
Ayağında kundura,
Vardım ki yurdundan ayak göçürmüş,
Dön beri dön beri de yüzün göreyim,
Bahçaya kuzu girdi,
Bülbüller düğün eyler,
Çay içinde adalar,
Daracık sokakta yara kavuştum,
Evlerinde var badıya,
Gele gele geldik bir karataşa,
Güvercin vurdum kalkmaz,
Habeşin bağında vurdular beni,
Harman yeri sürseler,
Hayatları değirmi.
Kapıyı çalan kimdir?
Ordumuz gitti muşa dayandı.
Pınara varmadın mı?
Sarıçiçek mor menevşe zamanı.
Siyah zülfün tellerine,
Şu Urfa’nın kapısı,
Tanburam rebab oldu,
Gittim baktım evlerinin halına,
Taşa verdim yanımı,
Urfalıyam dağlıyam,
Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar,
Urfalıyam ezelden,
Yaylalar içinde Erzurum yayla.
Gibi türküleri sayabilir.
İ.Halil ALTINGÖZ
Devlet Türk Halk Müziği Korosu Şefi