Aslında çok farklı tabirleri karıştırdığımızı düşünüyorum zaman zaman. Sadece karıştırmak değil, karıştırdığımız gibi de yaşıyoruz hayatı. Sonra da hayatımız karışıkmış gibi geliyor kendi kendimize. Acaba biz mi bilinçsizce karmaşıklaştırıyoruz?
Bahsedeceğim konu şu.
Bağ
Bağ kurmak
Bağlanmak
Bağlantı
Bağlılık
Bağımlılık
Acaba ne kadar dürüstüz kendimize bağlarımız konusunda?
Ya da farkında mıyız hakikatin?
Bağ kurduğumuz kişiler ve olaylara, hatta mekanlara veya zamanlara bağlanıyoruz, sıkı sıkı bağlanmak istiyoruz belki de.
O kadar bağlanıyoruz ki, bağlılık sandığımız şey acaba bağımlılığa mı dönüşüyor?
Bunu nasıl ayırt edebiliriz?
Bağ derken, öncelikle fiziksel bir bağdan bahsetmiyorum.
İlgi duyduğumuz herhangi bir şeyle pekiştirilen ilişkiyi kastediyorum.
Örneğin bir yer düşünün gitmekten hep keyif aldığınız, bir zaman düşünün hayatınızda önemi olan, bir insan düşünün ilgilendiğiniz, bir olay düşünün hayatınızda dönüm noktası diye kabul ettiğiniz…
İşte bu durumların her birinin hafızanızda yeri ve önemi var.
Zihninizde kendi kendinize kurduğunuz, yarattığınız o bağdan dolayı her birinin bir çağrışımı var. Çocukken gittiğiniz dedenizin evi, annenizin öldüğü sene yaşadıklarınız, sevgilinizin size yaşattığı duygular…
Her şey ama her şey sizin sandığınızdan daha fazla yer tutuyor zihninizde.
Üstelik bir kere zihinde yer aldı mı, yıllarca orada yer almaya devam ediyor.
Örneğin doğum yapan bir kadını çığlık atarak doğururken görürseniz ya da işitirseniz, hatta birinden bu hikayeyi dinlemiş dahi olursanız, kurduğunuz bağ; doğumun bağırtacak kadar ağrılı olduğu ya da doğumun bağırılarak yapılacağıdır.
Kurduğumuz bağlar zihnimizde öğrenilmiş duygu oluşturuyorlar. Sonra da bu öğretilere kendimizi hapsediyoruz farkında olmadan.
Diyelim ki size ”Denizi sever misin?” diye soruldu?
Biri deniz ile doğrudan yaz tatili bağını kurar ve denizi çok sevdiğini söylerken, bir diğeri de küçükken boğulma tehlikesi geçirmiş olduğunu hafızasından bulup getirir ve denizden çok korktuğunu söyleyebilir.
Öyle ya gelen ilk çağrışım aslında konuşturur onu.
Peki kurduğumuz bu bağları hafızamızda tuttuğumuz sürece, o bilgi ne diyorsa biz hep ona göre mi hareket edeceğiz?
Yani bir kere boğulma tehlikesi geçirildi diye bir daha denize girmeyecek miyiz?
Eşiniz var ve birbirinize sıkı sıkı bağlısınız. Nikah defterini imzalarken birbirinize söz vermişsiniz. Yıllar geçiyor, bağlılığınız bir bakıyorsunuz bağımlılığa dönüşmüş. “Onsuz olamam, o giderse ben ne yaparım?” düşünceleri kaplamış zihninizi.
Kim bilir, ondan ayrılamayacağınızı düşündüren bağ neydi?
Evlenince asla boşanılmayacağını mı söylediler?
Yalnız yaşayamayacağınız duygusu mu öğretildi?
Bir kere verilen sözden dönülmeyeceği mi?
Çocuklarınız olunca sorunlar olsa da sabretmeniz gerektiği mi?
Her yıl babanızın öldüğü ayda içinizi hüzün kaplamaktadır mesela.
O ay geldi mi, aynı anları size tekrar yaşatmak isteyen zihniniz çalıştıracaktır motoru.Sarıp sarıp tekrar izletecektir filmi.
Baba ölümü ile eşleştirdiğiniz o tarih, kurulan bu bağlantıdan dolayı her zaman hüzünlü geçecektir. İyi de, bu bağlantıya neden bağlanıyoruz?
Üstelik bağımlı hale geliyoruz?
Bunu kendimiz yapmıyor muyuz?
Babanın öldüğü tarih, eminim başka güzel olaylara da şahitlik etmiştir.
Ama sen o tarihi onunla bağlamak istiyorsun.
Öyle olmasını istiyor zihnin, farkında mısın?
Yaşadığımız her duyguyu sorgulamayı nasıl öğreniriz?
Acaba bu kurduğum bağ benim geçmişimde hangi öğretimden geliyor?
Bugün bu bağa “bağımlı” olmak yerine nasıl özgürleşebilirim, zihnimde yeni ve gerçekçi bağlar nasıl kurabilirim?
Hiç bunu düşündünüz mü?
Yoksa bağımlı kalmaya devam mı edeceksiniz?
Bu bağları güncellemek ister misin?
Hakikati kabullenme ancak kendine dürüstlükle olur.
Kendimize ne kadar dürüstüz?
Lütfen kendine zaman ayır ve oturup tek tek yaz, neleri değiştirmek isterdin, daha fazla geç kalmadan…
Hayatı nasıl daha bağımsız yaşamak isterdin?
Şu an istediğini sandığın, kopamadığın şeyler senin gerçek isteklerin mi, yoksa bağımlılıkların mı, bir göz atsana listene?
Neyi, ne kadar süre taşımak istediğin sadece senin elinde.
Öfkeyi, hüznü, acıyı yıllarca taşımadan orada bırakabilir misin, lütfen bir bak…
Yarattığın bağları kesip, yeni bağlantılar bulup bunların yerine koyduğunda, yeni bağlarınla “bağlı ama bağımlı olmadığında” kendini daha iyi ortaya koyacağını görebileceksin.
Gülbaran Meral / www.habersanliurfa.net