Sual: Küfürle ilgili birkaç kitaptan aldığım sözler doğru mudur?
CEVAP
Bu sözler tamamen şahsi görüşle yazılmıştır. Bir insana kâfir diyebilmek için nakli esas almak gerekirdi. Şahsi görüşle bir insan tekfir edilemez. Bir şey haramsa veya küfürse kitaplarda yazılıdır. Harama, küfre delil aranır, ama mubaha delil aranmaz. Mesela, (Muz yemek haramdır, kivi yemek küfürdür) diyen kimseye, (Delilini göster) denir. Mubah diyene delil sorulmaz. Yani, (Hangi kitapta mubah olduğu yazılı?) diye sorulmaz. Biz, bu birkaç tekfircinin aşağıya aldığımız sözlerinin küfür olmadığını söylüyoruz. Küfür diye iddia eden çıkarsa, delilini onun göstermesi lazımdır. Küfür değildir diyene delil sorulmaz. Ananas yemek küfür değil dersek, hiç kimse, (Delilini göster) diyemez.
Şahısların yanında âlimler ve evliya zatlar da tekfir ediliyor, yani onlara kâfir deniliyor. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Yalanlar yazılır, âdetler ibadetlere karıştırılır ve Eshabıma dil uzatılırsa, doğruyu bilenler herkese bildirsin! Allahü teâlânın, meleklerin ve bütün insanların laneti, doğruyu bilip de, gücü yettiği hâlde bildirmeyene olsun! Allah, böyle âlimlerin, ne farzlarını, ne de başka ibadetlerini kabul eder.) [Deylemi, Ebu Nuaym]
Bu hadis-i şerifte bildirilen lanete uğramamak için, bu tekfirciye cevap yazmak zorunda kaldık. Maddeler hâlinde cevap veriyoruz:
1- Tekfirci, (Allah'a mekân ittihaz etmek küfürdür. Mesela, “Allah'a bir karış yaklaşana, Allah bir arşın yaklaşır” veya “Allah, Evliya zatların kalbine girer” demek küfürdür) diyor.
CEVAP
Bu yaklaşma manevi yaklaşmadır. Allahü teâlâya yaklaşmak demek, O’nun sevgisini ve rızasını kazanmak demektir. Birine, yakın dostum demek, evimiz yakın, beraber yaşıyoruz demek değil, dostluğumuz iyi demektir. Allahü teâlânın yakınlığını da böyle anlamalıdır. Kâbe veya camiler Allah'ın evi demek de, Allah'a mekân tayin etmek değildir. Kâbe'nin ve camilerin önemini belirtmek, kıymetli yer olduğunu göstermek içindir. Evliyanın kalbi elbette kıymetlidir.
(Yere göğe sığmam, mümin kulların kalbine sığarım) hadis-i kudsisi de böyledir. İmam-ı Rabbani hazretleri, bu hadis-i kudsiyi şöyle açıklamaktadır:
Yer ve gök çok geniş olmakla beraber maddedir. Mekânlıdır. Bir şeye benzetilebilir. Nasıl oldukları anlaşılır. Mekânsız olan, nasıl olduğu bilinmeyen mukaddes varlık, bunlarda yerleşemez. Mekânsız olan, mekânda yerleşmez. Benzeri olmayan, benzeri olanla bir arada bulunmaz. Mümin kulun kalbi ise, mekânsızdır. Nasıl olduğu anlaşılamaz. Bunun için, burada yerleşir. (Mektubat-ı Rabbani)
Görüldüğü gibi Tekfirci, imam-ı Buhari’yi, dört hak mezhepten birinin reisi olan imamı Ahmed’i, muhaddis âlim imam-ı Beyheki’yi ve ikinci bin yılın müceddidi imam-ı Rabbani hazretlerini küfürle suçlamaktadır. Tekfir etmek, geri tepmeli topa benzer, geri teperse sahibini parçalar. Yani Müslümana kâfir diyenin kendisi kâfir olur.
2- Tekfirci, (“Allah, bu kâfire iman nasip etmesin” demek, küfre rıza olduğundan küfürdür) diyor.
CEVAP
Küfre rıza, bir Müslüman’ın, kâfir olmasını veya kâfir olarak ölmesini istemektir, küfürdür, fakat kâfirin, küfür üzere kalmasını istemek küfre rıza değildir. (Fetavel-Haremeyn)
Bir insan bir kâfire niye öyle desin ki? Belki o kâfir, Müslümanlara zulmetmiştir. Zulmü yanına kalmasın diye böyle denmiş olabilir. Durup dururken bir kâfire öyle beddua edilmez. Edilmişse haklı bir sebebi vardır.
Görüldüğü gibi kâfirin küfür üzere kalmasını istemek, Allah ona iman nasip etmesin demek küfre rıza değildir. Tekfirciler şöyle düşünüyor:
(Bir kâfiri savaşta öldürmekle onun Cehenneme gitmesi istenmiş olacağı için caiz olmaz, çünkü kâfirin Müslüman olma ihtimali vardır.)
Bu yanlış bir düşüncedir. Peygamber efendimiz kâfirlerle savaştı. Belki o kâfirler zamanla imana gelebilirdi. Ama kâfirken öldürüp Cehenneme göndermek küfür olsaydı, Peygamber efendimiz kâfirlerle savaşmaz, onların canını Cehenneme yollamazdı.
3- Tekfirci, (Allahsız veya Allahsızlar demek küfürdür) diyor.
CEVAP
Bir dinsize, Allahsız demek, onu Allah yaratmadı demek değildir. Onun dinsiz, imansız, merhametsiz olduğunu söylemektir, küfür değildir. Hiçbir Müslüman, bir dinsize, Allahsız dediği zaman, seni Allah yaratmadı anlamında söylemez. Her Müslüman, Allah'tan başka yaratıcı olmadığını gayet iyi bilir. Tekfircinin adamı küfre sokmak için zoraki mâna yakıştırmaya çalışması çok yanlıştır.
4- Tekfirci, (Allah büyüktür demek küfürdür. Çünkü onu insana benzetmiş olur) diyor.
CEVAP
Hiç kimse o manada söylemez. Allah'ı dağ gibi kocaman bir varlık gibi düşünmez. İnsanları küfre sokmak için zoraki yakıştırma bu. Her namazda Allahü ekber diyoruz. Allah büyüktür demektir. Hattâ en büyük, çok büyük demektir. Her şeye küfür demek ne kadar yanlıştır. Bir başka tekfirci de, (En büyük Fenerbahçe demek küfürdür, çünkü en büyük Allah’tır) diyor. Spor kulüpleri içinde en büyüğü şudur demek küfür olmaz.
5- Tekfirci, (“Allah, Âdeme ruhundan üfledi” demek küfürdür) diyor.
CEVAP
Bu durum, âyet-i kerime ile sabittir. Ancak mümin, Allah’ın cisim olmadığını, hayâl ettiği her şeyin Allah olmadığını bilir. Ruhumdan üfledim demekle ona ruh verdiğini anlar. Anlamayan çıkarsa o da anlayana sorar. İşte o âyet-i kerimenin meali:
(Rabbin meleklere: "Ben, balçıktan, işlenebilen kara topraktan bir insan yaratacağım. Onu yapıp ruhumdan üflediğimde ona secdeye kapanın" demişti.) [Hicr 28, 29]
Biz onun için, hiç kimse âyete mâna vermeye kalkmasın, müfessirlerin açıklamasını esas alsın diyoruz. Din meallerden öğrenilmez diyoruz. Âyetleri anlamak öyle kolay değil. Yanlış anlamalarından dolayı 72 sapık fırka meydana gelmiştir.
6- Tekfirci, (“Allah nurdur” veya “Allah Muhammed'i kendi nurundan yarattı” demek küfürdür) diyor.
CEVAP
Tekfirci ya çok cahil veya İslam âlimlerini tekfir etmek için bahaneler arıyor. Nur suresinin 35. âyetinde, (Allah, göklerin ve yerin nurudur) buyuruluyor. Ancak bu, mahlûk olan ışık olarak kabul edilmez. Kimse hâşâ Allah'ı, mahlûk olan bir ışığa benzetmez. Çünkü mümin, Allah'ın hiçbir şeye benzemediğini bilir. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Her şeyden önce benim nurumu, Allah kendi nurundan yarattı.) [İmam-ı Kurtubi]
Tekfirci galiba, nuru maddî bir şey sanıyor da, Allah'ın nurundan alınıp peygambere veriliyor gibi görüyor. Yoksa Peygamber efendimizi yalanlamaya kalkmaz.