Seyyid Halis Gün kimdir ? ( BERZENCİ ) seyyidlerinden olup soyu hz Hüseyin Ra efendimize dayanır ( 1959 ) dogulu olup Diyadin rahmankula ilçesinde dünyaya gelmiştir.
Silsilesi
1.Seyyid İsmail berzenci
2.Seyyid Hasan berzenci
3.Seyyid Süleyman berzenci Erciş (Zilan şehidi)
4.Seyyid Nusrettin gün (Berzenci)
5.Seyyid Halis gün ( Berzenci )
(oğlu Seyyid Abdülmelik berzenci)
dedeleri Van a göç edip (1307) Seyyid şeyh Ahmet kaka efendi merhumun Tebliğ tarihi Maliye nezareti alisine 1307 Sülale-i tahireden ve Sadat-i Kiram Berzenci meşayıhından Seyyid Şeyh Ahmed Kaka efendi merhumun müteallıkatından olub geçen sene Erciş kazasına göçerek orada ikamet etmekte olan el-hac Seyyid Muhammed efendinin garibu’l-diyar bulunduğu ve oraca hiçbir biraderi olmaması hasabi ile muhtac-i atifeti seniye bulunduğundan bahis ile ser meali .. cenab-i padişahi sadakası olarak hazine-i celile-i maliyeden şehri münasib bir miktar maaş tahsis olunması hakkında Van vilayetinin mebus mazbatası mealen irsali sevb-i alileri kılınmış olmak ile .. icabının icrasına himem-i alileri derkar buyrulmak babında.. Sene:1307/1891 Erciş'ten sonra ( GELİYİ ZİLAN ) köyüne yerleşip o köy ahalisi sadece berzenci seyyidlerine ait olup yaşamlarını ve irşad görevlerini orada devam ettirmekte idiler. Genellikle NAKŞİBENDİ VE KADİRİ TARİKATİ yolunda gösterilen faaliyetleri bulunmaktadır.
Seyyid Halis Gün (Berzenci)
(12) Havas âlimlerinden biriydi
24.08.2021 tarihinde Eskişehir'de Rahmet- i Rahmana kavuşmuştur. Şuan Seyyid Muhammed ( dedesi) mezarlığında Meftundur Van (ERCİŞ'TE)
Cin musallati
Çocuğu olmayanlar
Ziyarette bulunabilirler
Nitekim :
Bazı velilerin bazı özellikleri ön plana çıkar; mesela filan zat, çok cömert idi denir. Bu, diğerleri cömert değil anlamına gelmez. Bu da onun gibidir. Öldükten sonra kerametleri, tasarrufu çok görüldüğü ve çok meşhur olduğu için bunlar söylenmiştir. Yoksa bu söz, diğer evliyanın vefatından sonra tasarruf ve keramet sahibi olmadıklarını göstermez.
Öldükten sonra tasarrufun devam etmesi: Tasarruf sahibinin kendisi ölmüş olsa da, Allah’ın izniyle dünyevî olaylarla ilgi ve irtibatını devam ettirmesi ve Allah’ın inâyetiyle Allah’ın dilediği kadar hayra yönlendirmelerde bulunabilme yetkisine sahip olması demektir. Bu bir tür gaybî yardımdır. Fakat her şey âdetullah ve teklif sırrı prensipleri çerçevesinde cereyan eder.
Tasarrufta:
I. Allah’ın izni, rızâsı, emri, irâdesi, inâyeti, rahmeti ve kudreti esastır.
II. Tasarruf sahibinin kendi kişisel irâdesi ile değil; Allah’ın irâdesine boyun eğerek hareket ettiği ve tasarrufta bulunduğu göz ardı edilmez.
III. Hiçbir tasarruf;
a) Tevhid inancını zedeleyecek biçimde algılanmaz,
b) Âdetullaha aykırı olacak şekilde gerçekleşmez,
c) Teklif sırrını ihlâl edecek derecede abartılmaz.
d) Kişiselleştirilmez. Yani Cenâb-ı Hakk'ın emir ve irâdesini yok sayıp, kula mal edilmez.
Gaybî yardımın örnekleri Kur’ân’da vardır. Meselâ:
Bedir Savaşı'nda üç bin meleğin ashab-ı kirâma Allah adına yardım ettiği Kur’ân’da zikredilir.1
Bilindiği gibi; Kur’ân bizi, öldüğünde “diri kalan” bir zümrenin varlığından da haberdâr etmiştir. Kur’ân’a göre, Allah yolunda öldürülenler “ölü” değillerdir. Onlar diridirler. Fakat biz hissetmiyoruz.2
Yine Kur’ân’a göre, bu dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlenceden ibârettir. Asıl hayat ise âhiret hayatıdır. Âhiret hayatı bütün varlığıyla ve bütün benliğiyle capcanlı bir hayattır.3 Bedîüzzaman Hazretlerine göre bu âyet, hakîkî hayatın âhiret âlemindeki hayat olduğunu; âhiret âleminde cansız hiçbir maddenin bulunmadığını, orada hiçbir zerrenin ölü olmadığını îlân etmektedir.4
Başta peygamberler olmak üzere bir kısım Allah dostlarının, Allah’ın vazifeli kıldığı âlimlerin ve şehitlerin öldükten sonra tasarruflarının devam etmesi demek, Allah’ın şahit kıldığı kimselerin, dipdiri âhiret hayatına geçtiklerinde de, oyun ve eğlenceden ibâret olan dünya hayatında “hayra kılavuzluk etme ve yönlendirme” yetkilerini sürdürmeleri demektir.
Nitekim Bedîüzzaman Hazretleri, bir mektubunda şöyle der:
“Gavs-ı Âzam gibi, memattan (öldükten) sonra hayat-ı Hızırî’ye yakın bir nevî hayata mazhar olan evliyalar vardır. Gavs’ın hususî İsm-i Âzamı, ‘Yâ Hayy’ olduğu sırrıyla, sair ehl-i kuburdan fazla hayata mazhar olduğu gibi, gayet meşhur Mâruf-u Kerhî denilen bir kutb-u âzam ve Şeyh Hayâtü’l-Harrânî denilen bir kutb-u azîm, Hazret-i Gavs’tan sonra mematları hayatları gibidir. Beyne’l-evliya (evliya arasında) meşhur olmuştur.”5
Binâenaleyh, tasarruf meselesi abartılmamak şartıyla tevhid inancına aykırı değil; tamamen Cenâb-ı Hakk'a ait bir rahmet tecellîsinden ibârettir. Hidâyet edici Cenâb-ı Allah’tır. Gerçek tasarruf sahibi Cenâb-ı Allah’tır. Allah’ın rızâsına ulaşmış peygamberler, âlimler, şehitler ve Allah dostları ise ancak Cenâb-ı Hakk'ın izni çerçevesinde bu yetkiyi kullanırlar.
Dipnotlar:
1. Âl-i İmrân Sûresi.
2. Bakara Sûresi, 2/154;
3. Ankebût Sûresi, 29/64;
4. Dîvân-ı Harb-i Örfî ve Sünûhât, s. 84;
5. Barla Lâhikası, s. 180;
6. Mektûbât, s.