Değerli okuyucular yazı yazmak için bilgisayarımın başına oturduğumda birçok konu gözümün önünde uçuşmaya başladı.
Bilindiği üzre,Türkiyenin gündemi yoğun ama ilk yazım olarak kendi memleketimden başlamak istedim.
Şanlıurfaya kısaca göz atmak,sorunlarından kısaca söz etmek istedim.
Değerli hemşehrilerim, Yeryüzünde önemli, özel ve kadim şehirler vardır.
Bu şehirler geçmişten günümüze tarih, bilim, hukuk, inanç, kültür, sanat, edebiyat, medeniyet gibi insanlık kültürünün oluşumuna ve gelişimine mekân olmuş önemli merkezlerdir.
Bu şehirler batıda Atina ve Roma; doğuda ise Mekke, Medine, Kudüs, İskenderiye ve Urfa’dır…
Arkeolojik bulgulara göre Urfa, dünyanın en eski kenti, insanlık tarihinin başlangıcı, tüm insanlığın ortak ata yurdudur.
Urfa, taşı toprağı tarihle yoğrulan ve tarihin her döneminde mutlaka izi bulunan; il genelinde ortaya çıkan her arkeolojik bulguda, tarihin yeniden yazılmasına vesile olup tarihe kaynaklık eden, tarihin gelecekle buluştuğu kadim bir şehirdir.
Urfa, kutsal mekânlarda dualarınızın daha büyük bir anlam kazandığını ve Makam-ı İbrahim’de asırlardır yapılan zikir ile kalbinizin pasının silindiğini hissetmeniz anlamında önemli bir merkezdir.
Âlimi, din adamı, filozofu, düşünürü, yazarı, şairi, seyyahı, ressamı, sanatçısı, şarkıcısıyla ünlü olan; üzerine birçok şiir, destan ve ağıt yazılan Urfa, mistik ve otantik yapısıyla ve sahip olduğu özgün mirası ile hâlâ ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
Tarihi Harran şehri, bağrında taşıdığı kültür varlıklarının yanı sıra tarihte üstlendiği misyonu ile din, kültür, sanat, edebiyat, felsefe, astroloji gibi alanlarda Dünyanın ilk üniversitesi olarak ilim ve irfan yurdu olmuştur.
Urfa, Karacadağ Kayak Merkezi ile “Kış Turizmi”, Karaali Kaplıcaları ile “Termal Turizmi”, Karacadağ ve Tektek Dağları’ndaki özgün flora, faunası ve bozkırlarda gezen ceylanlarıyla “Doğa ve Yayla Turizmi”; Cennet suyunun karıştığı durgun ve serin Fırat suyuyla buluşan sahil şeritleri ve Saklı Cennet Halfeti tekne turları ile “Göl, Sahil ve Su Sporları Turizmi”; Urfa’ya özgü kelaynak, keklik ve güvercinleri ile “Ornitoloji Turizmi”; Geleneksel el sanatları… Mutfak zenginliği ve damak lezzeti…
Dünyaya nam salmış musiki ustaları…
Yaşanan ve yaşatılan otantik ve mistik yapısıyla “Kültür ve Folklor Turizmi” gibi turizm çeşitliliğinde önemli bir potansiyele sahiptir.
Urfa her alanda oluğu gibi milli mücadelesinde de farklılığını ispat etmiş, “Kendi Kendini Kurtaran Şehir” olarak tarihe geçmiştir. Bu yüzden Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 1984 yılında Urfa’ya “Şanlı” unvanı verilmiştir.
İlk tarımın yapıldığı verimli toprağı ile geçmişte Mezopotamya’nın, bugün ise GAP’ın başkentini, Türkiye’nin en büyük ve dünyanın 6’ncı büyük barajı olan Atatürk Barajını, Tarihle yoğrulan ve her arkeolojik bulguda tarihin yeniden yazılmasına vesile olan, Dantel dantel işlenmiş geleneksel mimari yapılara sahip dünyanın en eski kentini, Medeniyetlerin ve uygarlıkların buluştuğu, kaynaştığı, hoşgörünün ve muhabbettin başkentini, İbrahim Peygamberden miras kalan cömertlik ve misafirperverliği, Eyyûb Peygamberden gelen sabır öğretisini, Allah’ın selamı, selameti ve bereketi İbrahim ve ‘aline olsun diye dua edilen, Peygamberler şehrini görmek istiyorsanız Yolunuz mutlaka Urfa’ya düşmeli…
Urfa tüm Türkiye’de sulanabilir arazinin yüzde 11’ine sahiptir.
Türkiye’de üretilen tüm arpa ve buğdayın yüzde 10’unu Urfa üretmektedir.
Türkiye’de üretilen mısırın yüzde 15’ini tek başına Urfa üretebilmektedir.
Diğer taraftan, Türkiye’de üretilen pamuğun, fıstığın ve mercimeğin -yani Antep fıstığı diye bilinen fıstığın- yüzde 40’ı tek başına Urfa’da üretilmektedir.
Dolayısıyla, Urfa aslında bu manada yine üretim ve bereket merkezi oluşunu hâlâ devam ettirmektedir.
Diğer taraftan, Urfa Türkiye’nin coğrafi büyüklüğü itibarıyla 7’nci ilidir, nüfus büyüklüğü itibarıyla 9’uncu ilidir ama genç nüfus itibarıyla, öğrenci sayısı itibarıyla Türkiye’nin 3’üncü şehridir.
Urfa böyle sıradan bir şehir değildir ama en önemli özelliği, Urfa bir orkestradır; bütün sazlar Urfa’da var, bütün kimlikler kendini Urfa’da tanımlayabilir, barış içinde yaşarlar, bir orkestranın elemanları gibi ortak ruh içinde buluşabilirler.
Tevhit inancının etrafında o farklılıkların birlik zemininde birleşebildiği bir coğrafyanın adıdır.
Değerli izleyiciler;Yakın zamanda yapılan bir ankette Şanlıurfanın en temel sorunları aşağıdakilerdir;
Gürültü kirliliği ve dışarıda oturulabilecek bir yerin olmaması ve elektrik kesintisi
Sağlık hizmetleriyle ilgili en fazla şikâyet muayene sırasında bekleme süresinin uzunluğu.
• Eğitim alanında sınıflar çok kalabalık ve yeterli sayıda öğretmenin bulunmamaktadır
• Şanlıurfalılara göre kentin en önemli sorunlarının başında işsizlik gelmektedir. İşsizlik sorununu trafik/ulaşım, altyapı ve çarpık kentleşme izlemektedir.
• Kamu hizmetlerinden duyulan memnuniyet düzeyi 25 farklı kategoride incelenmiş, tüm hizmet alanlarında ortalama olarak üç kişiden birinin memnun olmadığı saptanmıştır.
• Kentsel memnuniyet açısından en fazla şikâyet edilen alanların başında sosyal yaşam, ulaşım, çevre kirliliği ve sağlık kurumları gelmektedir.”
Sonuç olarak;Dünyanın en eski medeniyetine sahip Şanlıurfamızı tüm sorunları çözülmüş,parlak günlere ulaşmış bir şehir olarak görmek istiyoruz.
27/08/2016
Abdullah Cengiz