Anzılha nine, ağustos sıcağının altında kan ter içinde Ahmet’in eczanesine girip, kapıya yakın olan sandalyelerden birine oturur. Bastonunu cama dayayıp, derin derin nefes alarak, ehramının ucuyla yüzündeki terleri siler. Eczanenin çırağına dönüp;
-Oğlım bax hele, siye deyem, ölileriyin xerıne bi tas serın su getır neneyê. Çırak bir bardak su getirir, Anzılha nine bismillah deyip suyu içer, bardağın dibinde kalan suyu da eline döküp, yüzüne boynuna sürüp serinlemeye çalışır.
-Anayaın, babayın her bi sımıgı bi melekenın elınde ola. Allah senı sıtar êde oğlım. Çocuk bardağı alıp gidince, tezgâhın gerisinde duran eczacı Ahmet;
-Êyno nene geçmiş olsın. Xerdır gene, doxtordan mı gelisen?
-He sorma êhmet oğlım, bı dert baba yêdıgarı oldı. Benden mezere gidecax. Bı tıxnefes öldırecax benı.
-Siye bişe olmaz le. Sen eskı topraxsan, hepımızı gömersen daha. Dur hele, siye bi gışı oğlı bulıp seni baş-göz edecağıx daha, sen ne deyisen.
-viiiy küller başıma bı yaştan soyra herıfı nedım. Bi xırxana torınım var. Get anaya herıf bul. Biye mi zavklanisan aklica?
-Ne var le yaşida? Fato dayze seni xoca arxadaşi değil mi, duydım evlenmış.
-Külım zıbılım başiya. Boşboğazlıx edecağıya bı dermenlerımı ver hele. Gene doxtor Tacır bi yığın ilaç yazdı.
Eczacı Ahmet, kalfasına Anzılha nineyle ilgilenmesini söyleyip işine döner.
-Nenê receteyı ver. Anzılha nine ceplerini karıştırır, sağına soluna bakar bulamaz.
-Bı soyxa kağtta neriye gettı? Sonunda boynunda asılı keseyi koynundan çıkarıp, eliyle üsten yokladı,
- Ha bırıya koymışam. Akıl mı kalmış bende de, xırıfladım artıx. Kalfa reçeteyi alıp, bilgisayarın başına geçer, işlemleri yapmaya başlar. Sonra Anzılha nineye dönıp;
-Êyno nenê evde ilaci göriki, onları bitir soyra gel. Himdi siye ilaç veremenıx. Anzılha nine şaşırır, bir şey söyleyemez, kalfanın uzattığı reçeteyi alıp koynuna sıkıştırır. Ehramını toplayıp, çırağa seslenir;
-Uşağ hele gel bı êsamı ver. Elımı tut merdvanları enım. Hadê düêler. Eczaneden çıkınca koynundan telefonu çıkarıp, çırağa,
-Oğlım hele bırdan torınımı ara, bı soyxi kullanmağını bilmiyem.
-Nenê toriniyin adı ne.
-Zukkımın kökı. Puşt siye ne torınımın adından. Adını ninisen. Bı çöğenı görimısen, bögriye dürterem nefesi kesılır ha. Göz yassıya bax hele, heç üzıde kızarmi, “nenê toriniyin adı ne” deyi. Ağzını eğerek çocuğu taklit eder.
-Yanış aynadi nenê. Adını sölemesey numarasını nasıl bulacağam?
-He. Ele mi? Adı iso.
-Nenê, iso yox bırda. İsmet var, o mı?
- He, he. Êsri oldiz hepiz. Ara ver hele. Çocuk numarayı arar, karşıdan “alo” sesini duyunca nineye uzatır telefonu. Anzılha nine telefonu alıp, eliyle çocuğa “git” işareti yapar. Çocuk eczaneden içeri girince;
-İso, gözi avcıma düşmiye. Sebbeh gidiken siye ortalığı topla dedim, taman. Her şeyı ortalıxta bıraxmışsan.
-Yox nene ortalığı sıldım-sıpırdım. Kab-kacağı yaxadım. Hêyadı pakladım. Çıçeklerı suvaridim sen aradi. Kım deyi yapmamışam?
-Ezzaxaniya, êhmedın yanına geldım ilaçlarımı almax üçın, biy xelfesı var kapılara bitmiye ögındekı televizyona baxıp, “nene evde daha ilaci görikiy” dedı. Siye dedım onları takadan kaldır dêye. Gördi mi elın oğlı evımızın içinı ütüzli, teşırâm oldıx. Ortalığı topla, ilaçları da maskana koy, üstiye de bişe al, gıdım dêyım yanış görmışsen onlar boş kutılarım. Biy daha baxarsa seni ele görmesın. Zatan biy şegırdı var êhmedın, gözı-kulağı oyniy. Hade kapat ben bidaha gıdım. Durumu anlayan torunu;
-Nenê sen eve gel, bız mıçêyi gönderrıx, o hal eder. Öle sıcağında zuvağlarda kalma.
-Ê, tamam gelıyem. Telefonu kapatıp, eviz-diniz yıxılmıya, hele söle sen evdekı ilaçları nasıl görisen? Demisen xağın evını ütüzliyem, êcebe müsaitmıdırler, ev halı insanın başı açıx olır, kolı açıx olur. Ne günlere kaldıx. İnnenın delıgınden, hindistanı gözetliler…
Söylene söynele arap mahallesine doğru evin yolunu tutar.
Bekir Urfalı