Ben Muhittin Taha ÇALIK… kısaca M.T. Ç
Allah-u Teâlâ’nın aciz ve hiç kulu… Bunu fark etmem bir hayat silsilesinde, kader ve kararların tescili sonucu gerçekleşti. Mücadele ve inanmış bir zihnin sonucu kazanılmış bir ‘’ İMTİHAN’’, kaybedilmiş bir ‘’ Çocukluk ve gençlik yılları…’’
Manaya ulaştım, hiçliğimi bildim!..
Haksızlığa uğradım, sağlığıma zillet bedeller kesildi…
Vuslata çaresizlik karıştı…
Çaresizlik ve mağdurluk kıyametmiş yeryüzün de.
Bir türkü de der ya: ‘’ Hastane önünde incir ağacı…’’
Doktor bulamadı şifayı, bulamadı teşhisi…
Oldu sana imtihan, oldu sana malpraktis… (Doktorun Hatalı Uygulaması-yanlış teşhis- yanlış tedavi ve yatış) Tüm bunlar bendeniz Muhittin Taha Çalık yaşadı. Gelin bu kul hakkını, hiç edilmiş yılları, gitmiş onca hayat dinamiklerini ve bu zilletin sağlık zilletinin gerçeklerini yazalım, anlatalım.
Ben çocukluk yıllarında okumayı, yazmayı geç sökmüştüm. Anasınıfı çağlarından beri büyük bir hareket sisteminde davranış mekanizması çok hızlı geçişler göstermekteydi. O dönem gittiğim Ram ( REHBERLİK VE ARAŞTIRMA merkezinde) DEHB tanısı konmuştu. (Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu) yıllara oranla bu orantısal biçim de tedavisiz aşılmaya doğru gidildi. Ta ki…
Ergenlik sürecine dek. Ergenlikle beraber akıl vali olunca, arayışlar, sorgulayışlar, hayat dinamiğin de büyük ve negatif ölçü de yaşam biçimleri, hayat tarzları, kanın kaynamasıyla gereksiz heyecanların, gereksiz hareket ve davranış mekanizması, Ruhsal boyutta depresif eğilimler, Aşk takıntısı ve okul başarısın da düşüşler gerçekleşiyordu. Yine dehb tanılarıyla ve çocuk depresyonu teşhisleriyle devam ediyordu.
Ta ki ortaöğretim düzeyinde, okul hayatım ve özel hayatım sarsılana dek. 2011 yılın da NP İSTANBUL ETİLER POLİKİNLİĞİNE başvurmuştum. Birçok test yapıldı. Psiko-teknik ölçü de beyin haritalamaları, psikolog görüşmeleri, psikiyatrist görüşmeleri (Çocuk ve Ergen doktoru Serdar Alparslan ve Nevzat TARHAN), duygusal ve Qı zekâsı testleri yapıldı. Duygusal zekanın, normal zekayla arasında çok büyük farkların ve ileti boyutunun geniş olduğu söylendi. İlk başta tam teşhis ile gidilmemek beraber ilaçlara başlandı. İlaçlardan cevap alınamayıp, durum kötüleşince NP İSTANBUL ÜMRANİYE hastanesine yatırıldım. Ve 15 gün klinik yatış süreci geçirdim.
Bu süre zarfın da bana BİPOLAR BOZUKLUK, İÇİ UÇLU MİCAZ BOZUKLUĞU teşhisi kondu. Tedaviye başlandı. Tedavi boyunca yüksek güvenlikli servis de yatırıldım. Çıktığım da ise tüm hayat dinamikleri değişti. Gelin bu boyutuna bakalım:
Okula gidemez oldum, okul-öğrenci ilişkisin de devam boyutu zarar gördü, daha önce yatış almadan da böyle bir hikâye mevcuttu. Okul fobisi oluştu. Duygu durum bozuklukları tedavisi sonucu, aşırı kilo alma, aşırı titreme, saç dökülmesi, aşırı uyku ve hep yükselen dip kısmı depresif eğilimler ve zihin de oluşan takıntılar, gereksiz düşünceler ve karmaşık bir zihin yapısı (Kötü boyutta). Anlayacağınız teşhis, yatış ve tedavi sürecinde (2013 Kasım’a dek Np İstanbul Konsorsiyumu) her şey daha da kötüye gitti. 2013 Kasım itibariyle Np İstanbul tedavisini bıraktım. Isparta’da tedavilere devam ettim.
Baktığımız zaman daha önceleri verilen bipolar bozukluk teşhisi, 2011 yılından 2019 yılına kadar devam etti. Lakin bu süre zarfında birçok doktora başvurdum. Bunlardan Psikiyatrist Burhanettin Kaya ve Faruk Kılıç ilk gözlemlerinde bipolar olmayabileceğimi söylediler. Fakat bu süreç çok incelenmediği için devam etti lakin Doktor Çetin Özkan’a kadar.
Çetin Özkan’a başvurduğum vakit:
Bipolar diyebilmem için hipo-maniyi ve büyük atak maniyi (hastalığın diğer boyutu aşırı duygu ve aşırı hayat) görmem gerekir dedi. Lakin sende sağlık ve hastalık kaidelerine baktığımız zaman bunların hiçbiri karşılık gelmiyor. Ayrıca hastane de ki epikriz dosyasında ki beyanlar bipolar boyutunda değil. Aynı zaman da bipolar-lar da gördüğümüz testler ve tahliller yatış aşamasında ki bir bipolar için ulaşılmış değerler de değil. Beyin haritalamaları da bunun için doğru tespitler değil. Nasılsa dehb tedavisi yatış da kesilip, bir an da bipolar kanısına varılmış. Ve bu süreç böyle devam edip gele, gelmiş. Bir deli bir kuyuya taş atmış, herkes onu aramış Çetin Özkan…
Çetin Özkan teşhisi DEHB ve Bipolar la benzer özellikleri olduğu için karıştırılmış diyor. Normal teşhisimin karışık tipte- dürtüsel boyutta ve DEHB olduğudur. O dönemler bazı şeylerle daha da güçlendiğidir. Ve okul hayatımın sekteye uğraması, bir dehb de olan bir işe başlayıp istikrar getirememek. Ruhsal açıdan da öyle olması. Ben şimdi sormak isterim:
O kadar Bipolar tedavisi gördüm. Ne hikmetse her şey daha kötüye gitti. Ama Çetin Hoca 12 günlük, 4 gün arayla aşama aşama kestikten sonra her şey normale dönmeye başladı. Ve yeni tedaviyle daha da iyiye…
Ne hikmetse bu yanlış tedavi tüm yan etkilerini gösterirken, Bipolar tedavisi neden olumlu etkilerini göstermedi?
Bu soruyu NP İSTANBUL, ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ VE KONSORSİYUMUNA SORMAK GEREK!
Nevzat Tarhan, bir hukukta ki karşılığı malpraktis suçlusudur. Ekibiyle beraber…
Bunun hesabını Devletimizin soracağından genç bir vatandaş olarak eminim…
Bu saatten sonra zillete zillet, vuslata vuslat gerek…
Vesselam…
Muhittin Taha Çalık…