BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
BİR AN ÖNCE AMELE SARILMANIN ÖNEMİ ve
AMELİ ERTELEMENİN TEHLİKELERİ
-------------------------------------------------------------------------------
Hz. Peygamber (s.a.v) bir diğer hadislerinde şöyle buyurmuştur:
"Sûra ilk üfürülmenin zamanı geldi. Ardından ikinci üfürülüş gelecek. Ölüm ise tüm ağırlığı ile gelmiştir."
(Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme, 23 (nr. 2457); Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/136; Hâkim, el-Müstedrek, 2/513, ibn Asâkir, Târîhu Medineti Dımaşk, 7/331; Beyhakî, Şuabü'l-imân, nr. 10579; Kurtubî, el-Câmi', 10/170. )
Rivayetin ilk kısmı şöyledir: Hz Peygamber (s.a.v) gecenin dörtte biri geçtiği zaman kalkar ve şöyle buyururdu: "Ey insanlar! Allah'ı zikredin..."
**
Resûlullah (s.a.v) ashabında bir gaflet veya aldanış sezdiğinde yüksek sesle onlara şöyle seslenirdi:
"Ölüm size kesin olarak gelecek! Ya şekavetle ya da saadetle."
(Beyhakî, Şuabü'l-imân, nr. 10568, 10569; Müttakî-i Hindî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 42099)
***
Ebû Hüreyre'nin (r.a) rivayet ettiğine göre, Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Ben bir uyarıcıyım, ölüm size aniden gelecek bir şeydir, kıyamet ise buluşma (ve hesaplaşma) yeridir."
(Ebû Ya'lâ, el-Müsned, nr. 6149; Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, nr. 17693; ibn Kesîr, Tefsiru Kur'âni'l-Azîm, 6/2601.)
***
Abdullah b. Ömer (r.a) anlatıyor: "Güneşin hurma dallarının üzerinde görüldüğü ve artık batmaya doğru meylettiği bir (ikindi) vaktinde Allah Resulü (s.a.v) yanımıza geldi ve şöyle buyurdu:
"Şu günümüzden geçen süre içerisinde (akşama kadar) ne kadar vakit kaldı ise, dünyanın ömründen de (kıyametin kopması için) o kadar vakit kalmıştır."
(Tirmizî, Fiten, 26 (nr. 2191); Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/19; Ebû Ya'lâ, el-Müsned, nr. 1101; Hâkim, el-Müstedrek, 4/505)
***
Bir diğer hadis-i şeriflerinde ise şöyle buyurmuştur:
"Dünya baştan aşağı yırtılmış, sonundan (tek bir iple) bağlı kalmış bir elbise gibidir. O ip de nerdeyse kopmak üzeredir."
(Beyhakî, Şuabü'l-imân, nr. 10240; Ebû Nuaym, Hilyetü'l-Evliyâ, 8/138, Müttakî-i Hindî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 6301.)
***
Câbir (r.a) anlatıyor: "Hz. Resûlullah (s.a.v) hutbelerinde kıyametten bahsettiği zaman sanki bir düşmanın gelişini haber veriyormuş gibi sesini yükseltirdi. Öyle ki yanakları kıpkırmızı olurdu.
Yine bir defasında böyle bir hutbe okudu ve şöyle buyurdu:
"Sizinle beraber sabahladım ve sizinle beraber akşamladım. Ben kıyamete yakın bir zamanda gönderilmiş bir peygamberim."
Hz. Peygamber (s.a.v) bunu, orta ve işaret parmaklarını birleştirerek ifade etmişti.
Buhârî, Rikâk, 39, (nr. 6503-6505); Müslim, Cum'a, 43 (nr. 867); Nesâî, Ideyn, 22 (nr. 1577); ibn Mâce, Mukaddime, 7 (nr. 45); Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/124; ibn Hacer, Fethü'l-Bâri isimli eserinde hadisin son kısmı için şu mânayı da verir:
"Benimle kıyametin kopuşu arasında az bir zaman kalmıştır" (bk. a.g.e., 13/151).
***
Abdullah b. Mesud (r.a) anlatıyor: Bir defasında Resûlullah (s.a.v) En'âm sûresinin 125. âyeti olan, "Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm'a açar" (En'âm 6/125) âyetini okuduktan sonra şöyle buyurdu:
"İman nuru kişinin göğsüne (kalbine) girdiği zaman göğsü genişler."
Oradaki sahabeler, "Ey Allah'ın Resulü, bunun alâmeti var mıdır?" diye sordular. Resûlullah (s.a.v),
"Evet, bu aldatan dünyadan uzaklaşmak, ebediyet yurduna yönelmek ve ölüm gelip çatmadan önce onun için hazırlıklar yapmaktır" buyurdu.
(Beyhakî-, Şuabü'l-imân, nr. 10552; Hâkim, el-Müstedrek, 4/311; Müttakî-i Hindî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 302; Süyûtî, ed-Dürrü'l-Mensûr, 3/355.)
***
Süddî, Mülk sûresinin ikinci âyeti olan, "O (Allah) ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır" (Mülk; 67/2) âyetinin tefsirinde:
"Hanginiz daha çok ölümü hatırlar, hanginiz ölüm için daha güzel hazırlanır ve ondan korkarak sakınır ve tedbirler alır diye bunları yarattı" demiştir.
Ölüm ve Ötesi / İmâm Gazzâli (k.s)
devam edecek.......