Seyyidlere Verilen Değerler:
Emevi ve Abbasi idarecileri Seyyid’leri, yani Ehl-i Beyt’i kendi yönetimleri açısından tehlikeli gördüler. Özellikle Emeviler döneminde ümmetin gönlünde onarılmaz yaralar açıldı. Peygamber’in öz torunu Kerbela çölünde paramparça edilerek şehid edildi. Ehl-i Beyt üzerindeki bu baskı devam etti. Şunu da hemen eklemem gerekir ki bu baskılar idareciler tarafından yapılmış, teba genellikle Seyyidlere saygılı olmuştur. Bu şekilde Kürt bölgelerine hicret eden Seyyidler bölge halkından hak ettikleri saygıyı ve sevgiyi gördüler.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki Seyyidler, aynen tarikatlar gibi itibar görmektedirler. Hala da bu itibar devam etmektedir. Şüphesiz bu sevgi Seyyidlerin kendi şahıslarından dolayı değil, bizatihi Peygamber’den dolayıdır. O aziz Peygamber’e duydukları sevgi ve hürmeti O’nun soyundan gelenlere göstermişler. Bu yıllardan beri böyledir.
AŞİRETLER ARASI DENGE UNSURU
Seyyidlerin bölge aşiretlerine mensup olmamaları, onları aşiretler üstü davranmaya sevk etmiş, dolayısıyla aşiretler arasında yaşanan sorunlara hakem olmuşlardır. Bu hakemlikleri bir gelenek olarak bölgeye yerleşmiş durumdadır. Görüştüğümüz birçok Seyyid, kendi baba veya atalarının çözmüş olduğu kan davalarından örnekler verdiler.
Güneydoğu kan davalarının en çok yaşandığı bölgelerdendir. Bu kan davaları kendi kültürünü oluşturmuş durumdadır. Örneğin çatışan iki aşiretin mevzileri arasında Seyyidlerin yeşil sarığı göründüğünde birbirlerini öldürme mesabesinde de olsa düşmanlar birbirine ateş etmez ve o yeşil sarığa hürmet ederlerdi. Bu nedenle birçok Seyyid çatışmaların kızıştığı bir anda iki mevzi arasına girip, bazen yeşil sarığını bir bayrak şeklinde dalgalandırıp, çatışmayı durdurduğu olurdu. Hiçbir aşiret mensubu sarığı görüp de ateşi kesmemezlik edemezdi.