Zenginliğini, makamını, itibarını kaybeden ve bir felâketle karşılaşan kişinin etrafında kimse kalmaz; iyi, güzel ve mutlu günlerin dostları birer birer kaybolur; çünkü çıkar sağladıkları kaynak kurumuştur. Bunun böyle olduğunu ise, ancak bu duruma düşen bilir.
Düşenin Dostu Olmaz, Hele Bir Yol Düş De Gör
İslam dininin peygamberi Hz. Muhammed’in peygamber olmadan önce “Muhammedu’l-Emin” lakabı ile tanınması, onun “peygamber” olduğuna güveni ve imanı kolaylaştırmıştır. Güven, güvenilen zatın/kişinin dürüstlüğünden kaynaklanır. Yani kandırmamasından. Allah ve peygamberleri kimseyi kandırmamışlardır. Maide Suresi’nin ilk ayetinin ilk cümlesi: “Akitlerinizi/sözleşmelerinizi(anlaşma-söz verme) yerine getirin”dir. Müslümanlar da, “muttaki” oluşları oranında insanlıkta bir güven yaratmışlardır.
İyi durumumuzda bize dost görünenler, kötü durumumuzda bizi yalnız bırakır.
İnsanların çıkarcı olmaları vazgeçemedikleri biı özellikleridir. Çıkar sağlayacakları kişilerin etrafında döner, dolaşır, kendilerini onların en yakın dostları olarak gösterirler. Bu gerçek olmayan dostlukların kökeninde çıkar ilişkileri bulunur. Çıkarın kesildiği bir durum doğduğu zaman veya iyi durumdan kötü bir duruma düştüğümüz zamanlarda etrafımızda kimseleri göremeyişimizin veya çok az kimseyi görmemizin nedeni budur. Çünkü kötü durumumuzda, zamanında iyilik yaptığımız kişilerden bize yardımcı olmalarını bekleyeceğiz. Bu da onların fedakarlıkta bulunmalarını gerektireceğinden, gözümüzden uzaklaşmayı tercih ederler.
Düşenin Dostu Olmaz..
SELAM VE DUA İLE..