"
MUHTEŞEM BİR KISSA
Hz. Ömer Şam’ı ziyaret etmeye giderken, hizmetçisi ile beraberlerindeki tek deveye nöbetleşe biniyorlardı. Belli bir süre Hz.Ömer biniyor, hizmetçisi de devenin yularından çekiyordu. Bir fersah kadar gittikten sonra, Hz. Ömer radıyallahu anhu deveden ıniyor, bu sefer de hizmetçi biniyordu. Hz. Ömer de devenin yularından tutup çekiyordu. Bir fersah da böyle gidiyorlardı.
Şam’ a yaklaştıkları zaman, deveye binme sırası hizmetçiye geldi. Hizmetçi deveye bindi, Hz. Ömer de devenin yularından Çekmeye başladı. Yolda akan bir suya rastladılar. Hz. Ömer radıyallahu anhu suya girdi, ayakkabıları da koltuğunun altında idi. Uzaktan bakan; devenin üzerindeki hizmetçiyi halife, devenin yularını çeken Hz. Ömer’i de hizmetçi zannediyordu. Onları bu halde, Ebu Ubeyde bin Cerrah karşıladı. Ebu Ubeyde, Şanı valisi idi. Aynı zamanda cennetle müjdelenen on sahabenin arasında bulunuyordu. Bunları gören Ebu Ubeyde bin Cerrah:
Ey Emire’l-Mü’minin! Şam’ın ileri gelenleri, seni karşılamaya geliyorlar. Seni bu halde görmeleri iyi olmaz, dedi. Hz. Ömer radıyallahu anhu da şöyle cevap verdi:
Ey Eba Ubeyde! Senin bu sözünü işitenler, insanın şerefini, vasıtaya binerek gitmekte ve süslü elbise giymekte sanacaklar. Biz daha önce zelil ve hakir bir kavimdik. Allah-u Zülcelal, bizleri müslümanlıkla şereflendirdi. Bundan başka şeref ararsak, Allah-u Zülcelal bizi zelil eder, her şeyden aşağı eder.