Abdullah b. Amr (r.a) anlatıyor:
“Mümin kul kabre konulduktan sonra
kabri ona,enine ve boyuna yetmiş zira
kadar genişletilir. Üzerine reyhan
kokuları serpiştirilir.Üzeri ipeklerle
örtülür. Eğer ezberinde veya ilminde
Kur’an’dan bir bilgi varsa o ona yeter.
Eğer yoksa kabrinde ona güneşe
benzer bir nur verilir. Sadece sevgilisi
tarafından uyandırılmak isteyen gelin
misali huzur içerisinde uyur.
Uykusundan uyandığında ise bu
uykuya hiç doymamıştır.
Kafire gelince, kabir onun üzerine
üzerine daraltılır; öyle ki kaburga
kemikleri birbirine geçer. Onun
üzerine,deve boynu kalınlığında
yılanlar gönderilir. Bu yılanlar onun
etini yer,bitirirler. Hatta kemiklerinin
üzerinde hiç et kalmaz.
Sonra onun yanına sağır,dilsiz,kör
azap melekleri gönderilir. Yanlarında
demirden topuzlar vardır.Bu adama
vurmaya başlarlar. Fakat ne kulakları
vardır; o adamın feryadını duysunlar
ve merhamet etsinler,nede gözleri
vardır; bu adamın perişan halini görüp
şefkat göstersinler… Bu adamın
üzerine sabah akşam ateş atılır.”
KABİR AZABINDAN KORUNMAK İÇİN
Kabir azabından korunmak isteyen
kimse şu dört şeye devam etmeli ve
dört şeyden de sakınmalıdır.
Yapması gereken dört şey:
1. beş vakit namazına devam etmek.
2. sadaka vermek.
3. Kur’an-ı Kerim okumak.
4. Allah ’ı çokça zikretmek.
Sakınması gereken dört şey:
1. Yalan söylemek.
2. hainlik etmek.
3. Dedi kodu yapmak.
4. İdrar sıçran tısı.
Rasülullah (s.a.v.) buyuruyor:
“tenezzehü anil bevli fe inne âmmete
azâbil kabri minhü”
“ İdrar sıçrantısından korkunuz. Zira
kabir azabının çoğu onun
sebebiyledir”