MUTLU OLMAYI İSTEYEN ZENGİN ADAM
Çevresinde varlığı ile ün yapan mutsuz bir adam varmış. Eşiyle saray gibi bir yerde yaşarlarmış. İkisi de ne isterlerse alıyor,
Nereye isterlerse gidiyor, gönüllerince eğleniyorlarmış. Adam ve eşi zaman gelmiş, artık kendilerini mutlu edecek bir şey bulamamışlar. Dünyanın bütün nimetleri ayakları altında ama mutlu değillermiş.
Bilge ber kişiyi huzuruna çıkmışlar. Bize Mutluluğun formülünü söyler misin demişler... Bilge kişi onları dinlemiş ve şöyle demiş: "Mutsuzluktan kurtulmanın tek yolu, mutlu bir adamın gömleğini giymektir."
Dünya zengini adam ile eşi yola koyulmuşlar... aramışlar, taramışlar; lakin mutlu birine rastlayamamışlar. Kimileri eşinden, kimileri yoksulluktan, kimileri de soğuktan yakınıyormuş. Umutları tükenmiş halde saraylarına dönmek için yola revan olmuşlar...Ki hanelerine yakın bir yerde ki metruk bir evde bir kişinin yüksek
sesle şöyle dua ettiğini duymuşlar: – "Allahım, sana şükürler olsun. Bugüne dek ne istedimse verdin. Ben mutlu olmayayım da kim mutlun olsun..."
Bunun üzerine hemen içeriye dalmışlar. İçerde diz çökmüş dua eden sırtında bir gömleği bile olmayan bir adem, yanında bir parça kuru ekmeği kemiren bir sabi (çocuk) görürler.
Uzun bir dünya meşakkatinden sonra görüyorum ki neredeyse Hepimiz, zengin adam ve eşi gibi mutluluk gömleğini arıyoruz. Fakat bu beyhude bir çabadır.
Asıl mutluluk, belki de çıplak bir adamın şükür duasındadır, Belki de ayaklarında ayakkabı olmadığı halde sokakta sekerek oynayan bir yetim çocuğun ayakları altındadır.