Siyasiler, ülkeyi yönetmek, dededen babadan ve oğula miras bırakmak uğruna birçok Müslümanın kanının döküyorlar.
Müslümanlar, ülkelerinde ve evlerinden kaçıyorlar.
İslam dünyası kan ağlıyor.
İslam dünyasında meydana gelen fitne ve fesatların ana sebebi o ülkenin siyasilerinin ülke yönetimine hakim olma ve insanları hükmedebilme taleplerindendir .
Halbuki bu siyasîler, eğer Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Hazretlerini örnek alabilselerdi; hiçbir kimsenin burnu kanamazdı.
Hiçbir Müslüman, ülkesini terk etmez.
Kimse, zorla kimseye hükmetmezdi.
Keşfü’l-Esrarda buyuruldu: Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleri, bu âyet-i kerimeyle birçok edepler edindi.
Cebrail Aleyhisselâm geldi ve buyurdu:
-"Ey Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleri! Sen melik bir peygamber mi olmayı terih ediyorsun? Yoksa kul bir peygamber mi olmayı seçiyorsun? (İkisinin arasında muhayyersin..
Hangisin tercih edersen Allâhü Teâlâ Hazretleri, onu sana verecek!)" dedi.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleri, niyaz ve tazurruda bulundular:
-"Ya Rabbi! Senden kulluk istiyorum; ben hükümdarlık istemiyorum, melik olmak istemiyorum!
Ya Rabbi senin mülkünün padişahlığı sana müsellemdir (sana mahsustur). Kulluk ise bize mahsustur. Ben kulum.
Ya Rabbi eğer ben, mülkü tercih edersem; benim iftiharı mülk, padişahlık ve saltanat ile olur! Lakin ben, kulluğu tercih ediyorum; benim iftiharım, sana kul olmaktır.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleri, burada buyurdular:
-"Ben Adem oğlunun efendisiyim! Bu (sözümde) övünç (ve böbürlenme) yoktur!