KORONA VİRUS, KÜRESEL SALGIN
Her ne kadar başlığımız küresel salgın diye belirtmişsek te, başkaları buna, ‘küresel saldırı ’da diyebilir. Konu ile ilgili komple teorileri havada uçuşuyor. Birçok kurum, kuruluş ve yazarlar, virüsle ilgili kendinden doğru düşüncelerini açıklarken, doğruluk payı, bilimsellik payı nedir endişesine kapılmadan yazıyor. Özellikle virüsle ilgili konuyu getirip; inançsızlığın sonucu! Efendim faiz alıp-veriyoruz da Allah bizi cezalandırıyor! Gibi iğrenç, mantık dışı yorumların bini bir para…
Her türlü düşünceleri, fikirleri geliştirmek insan evladının fıtratında var. Ancak, fikirleriniz hayatın gerçekleri ile bağdaşmıyorsa, o fikirlerin gözden geçirilmesi lazım. Geçen hafta imam hatim lisesi öğretmeni yazmış, “Faiz verip-aldığımız için Allah bu virüsü salmıştır” diyor. Oysa yazar şunu göremiyor, virüs salgınından Allah’ın evi olan ibadethaneler kapatılmıştır. Bu konuyu, sonraki yazımda detayları ile birlikte irdeleyeceğiz. Öyle meydanı bu hurafelere, fırsatçılara bırakmak olmaz.
Asıl konumuza gelecek olursak, küresel salgın nedeniyle, bugün milyarlarca insan evlere kapanmış durumda. Dili, dini ve kültürü farklı ama hep birlikte bu salgından kurtulmak için, bilim adamlarının tavsiyelerini dikkate alıyor, yapılması gerekenleri hep birlikte aynı anda yapıyoruz. İnsanlığın bir an evvel bu beladan kurtulmasının tek merkezi bilim adamlarının araştırmaları sonucunda bulabilecekleri ‘AŞI’DIR. Aşı bulununcaya kadar, tedbir amaçlı belirlenen 14 maddeye uyulması için ülkemde topyekûn bir mücadele var. Sağlık Bakanlığının ve Bilim kurulunun önerileri doğrultusunda hareket ediliyor. Buna tüm farklı kesimlerin riayet ettiği görülüyor.
Tüm farklı görüşler, tartışmaları bir kenara alarak, Sağlık Bakanlığının önerilerine odaklanılmış. Tüm siyasi partiler, dernekler ve sendikalar, iktidar ve muhalefetler, Sağcılar, solcular, muhafazakârlar, şeriatçılar ve cemaatçiler bil cümle alem ulusal birlik çerçevesinde hareket ederek, Sağlık Bakanlığının tedbir kararlarına uyuyor, uymaya çalışıyor.
Ancaak, İçişleri Bakanlığı, Sağlık tedbirlerini hiçe sayarak, 23.03.2020 tarihinde 8 HDP’li belediyelere kayyım atamış, Eşbaşkanları gözaltına almalarını sağlamıştır. Kayyum atanan, 1 İl, 7 ilçe olmak üzere 8 kentin virüsle mücadeleyi sekteye uğratmıştır. Virüs nedeniyle ortak vatan, vatandaşlık duygusunun tavan yaptığı bu günlerde, daha da birlikteliğin önem arz ettiği böyle bir günde yine iktidar gücüne dayanarak mesnetsiz iddialarla (her zaman ki gibi) hukuksuzca belediyelere kayyum atanmasını bir kez daha İçişleri bakanlığının yetkisini tartışmalı hale getiriyordu. İçişleri bakanı Süleyman Soylu, kendi soy ismine bağdaşmayan işler yapıyor. Sormak lazım, bu bakanın derdi ne? Nedir bu öfke, bu kin ile resmen toplumsal barışa, demokratik siyasete darbe yapıyor.
HDP, Sağlık bakanlığının tedbirlerine katkı sunup, halk sağlığı her şeyin üstündedir diyerek, Newroz bayramının kutlamalarını iptal ediyor. İçişleri bakanı ise adeta sağlanan bu dayanışmaya dinamit koyuyor.
Sayın Bakan şunu bilmeli ki, sorunlar, diyalogla, ortak akılla çözülür. Kin’le, öfkeyle çözülmez. Aksine daha da karmaşık hale gelir.
Cemal BABAOĞLU